
Budist keşişler ve sinirbilimciler son zamanlarda pek iyi anlaşıyorlar. Özellikle zihnin henüz keşfedilemeyen alanlarına dair, çalışmalar çok şaşırtıcı sonuçlar veriyor.
66 yaşındaki genetikçi ve aynı zamanda bir Budist keşiş olan Matthieu Ricard, mutluluk bir ustadan öğrenilir mi sorusuyla yola çıktı. Bir bilimsel araştırmaya başvuran Ricard, sinirbilimcilerin daha önce duymadığı bir beyin dalgasını ortaya çıkarmayı başarmış. Beyindeki bu beklenmedik aktivite, bilimcilere göre Ricard’ı dünyanın en mutlu insanı yapıyor.
“Meditasyon ağırlık kaldırmak gibi, zihin için bir tür egzersiz. Herkes beynini çalıştırarak mutlu olabilir.”
Wisconsin Üniversitesi’nde yapılan çalışmada Ricard’ın kafatasına 256 adet sensör yerleştirildi ve meditasyon yapması istendi. Ricard, “şevkat” üzerine odaklandığı bir meditasyona başladı. Bilimciler kısa süre içerisinde gamma dalgalarının tüm beyinden yayılmaya başladığını gördü. Ayrıca sol prefrontal kortekste aşırı bir aktivite gözlendi. Peki bu ne anlama geliyordu? Mutlu olmak için gamma dalgalarına mı ihtiyacımız var?
Keşişler, saatlerce meditasyon yaparak böyle bir seviyeye ulaşabiliyorlar. Dolayısıyla bir anda benzer alanları tetiklemek mümkün değil, ama günde 20 dakikalık bir meditasyonla 3 hafta içerisinde zihinsel aktivitede ciddi değişimler gözlemleniyor. Dolayısıyla mutlu olmak, aslında zihinde ve ona gösterdiğimiz ilgiyle başlıyor.
Keşişler bu bilgiyi yaymak ve meditasyonun faydalarını anlatmak için ” Mutluluk: Hayatın En Önemli Yeteneğini Geliştirmek” adından bir kitap hazırladılar ve 100’den fazla proje için kitap bağışında bulundular.
“Budizmin açığa çıkarmaya çalıştığı şey bu; mutluluğun ve acı çekmenin mekanizması. Bu aslında zihnin bir bilimi.”
Eğer kendi zihninizi bir üst sürüme çıkarmak istiyorsanız, daha farkında, daha bilinçli bir zihne sahip olmanın yolu günde 20 dakikalık meditasyondan geçiyor. Beynin otomatik işlevleriyle kendi kendine yolunu bulmasındansa, siz kendi beyninizin sahibi olabilir ve bilinçli bir şekilde düşünceyi evirebilirsiniz. Denemesi bedava!
kaynak: datafobik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder