Günün Sözü

"Sen ey tanrılar alevi ey eliziyum kızı Biz mabedine gideriz mest olmuş halde senin Adetin ayırdığı şeyler hep sihrinde gizlenir Daima kardeş olur insanlar gölgende senin Medeniyet insanlığa güneş gibi nur saçar Bilgimizin ışıkları karanlıkta yol açar Bu yol bizi mutluluğun kucağına götürür Neş’e ile bağlı dostluk insanlığı yürütür Kardeş olun ey insanlar bunu ister tanrımız Bu dünyada her şey geçer en son sana dost kalır İnsanlığa doğruluğa göğsünü aç korkmadan Hür doğmuştur insanoğlu hür yaşamak hakkıdır"

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Nazım Hikmet'in 30 Ağustos konuşması

Nazım Hikmet’in Zafer Bayramı'yla ilgili 30 Ağustos 1961'de Budapeşte’deki Bizim Radyo’ya yaptığı ve gün ışığına çıkmamış açıklamalar, 2006'da ilk kez Ulusal Kanal'da yayınlanmıştı

Nazım Hikmet'in 30 Ağustos konuşması
Yayınlanan ses bantında Nazım Hikmet, kendi sesinden spiker Togay Benderli’nin sorularını yanıtlıyor.

Nazım’ın röportajı şöyle:

Spiker: Bugün 30 Ağustos. Sizin ve dolayısıyla Türkiye halkının en büyük bayramlarından biri. Bu münasebetle hem sizi hem bütün Türkiye halkını candan tebrik ederim. Acaba bize bu münasebetle bir şeyler söyler misiniz?

Hikmet: Evvela tebrikinize teşekkür ederim. Cidden, 30 Ağustos bizim Türkler’in en büyük bayramlarından biri ve zannediyorum ki yalnız bizim değil insanlığın bayramlarından biri. Çünkü, biz 30 Ağustos’ta, ilk defa biz Türkler insanlığa sömürgeciliğe karşı ve emperyalizme karşı muzaffer olabilmenin yollarından birini gösterdik. Bu da sömürgeciliğe karşı silah elde çarpışmakla olur. Ve sömürgeciliğin her şeye rağmen yıkılmaya mahkum olduğunu gösteren milletlerden biri de benim milletimdir. Bunun için cidden bu bayram büyük bayramdır. Ve bir daha tekrar ediyorum. Yalnız Türk milletinin bayramı değil, insanlığın da bayramlarından biridir. Ben, yalnız izin verirseniz bu bayram günü benim "Milli Kurtuluş Destanı" ismindeki şiirimden kısa bir parçayı okumak istiyorum. Zannederim bu şiirden size muhtelif parçalar okumuştum zaten. Şimdi kısa bir parçayı okumak istiyorum. Büyük taarruza takaddüm eden son saatleri, en son dakikaları okumak istiyorum. (Názım Hikmet konuşmasının ardından şiiri okuyor.)


BÜYÜK TAARRUZ

Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki
sayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birden bire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar `üç' dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
eğildi durdu.
Bıraksalar
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.

29 Ağustos 2014 Cuma

Her birimiz Beş elementin özgün ve farklı bir kombinasyonuyuz.



Her element ; Evrende , Vücudumuzda, Yediğimiz gıdalarda mevcuttur.

Elementler; Çinlilerin “Chi” enerjisinin (Hintlilerin “Prana”, Tibetlilerin “Lung-gom”, Japonların “Sakia-tundra” ve Batılıların “hayat enerjisi” diye adlandırdıkları enerji) kendisini gösterdiği, ifade ettiği, yansıttığı beş yoldur da denilebilir. 

Bu enerji, Doğu geleneklerine göre, her şeyi yaratan kuvvetin bir parçası ve diğer dolaşım yolları gibi kendine has yolları, kanalları (buna meridyen de diyebiliriz) olup, kesin bir akış yönüyle vücuttaki her yaşayan hücreye varabilecek bir niteliğe sahip.

Bu beş elementin de kendi aralarında döngüleri vardır.

Ve dolayısıyla biz de içinde bulunduğumuz yaşam biriminden etkileniriz.

CHİ" yeri göğü dolaşan ve yaşam gücünü getiren görünmez enerji akışıdır ve Feng Shui'nin esas unsurudur, doğanın gücü,yaşam soluğudur.

Engellenmiş ve durgunlaşmış Chi ya da çok hızlı akan Chi sizin esenliğiniz ürerinde olumsuz bir etki yapabilir.

Sempatik Sistemin yoğun bir şekilde devrede olduğu avcı ve sürekli stres altında avcılardan kaçmak durumunda olan hayvanlar ani patlamalarla enerjilerin kullanılması neticesinde erken yıpranmakta ve ömürleri kısa olmaktadır.

Deneysel olarak da gösterilmiştir ; Vücuda verilmiş bir dış elektrik alan için vücutta oluşan en şiddetli alan ayak kısmında oluşur. En zayıf alan ise vücudun yerden izole olmuş kesiminlerinde oluşur

Yapılması gereken bir Chi gong ustasının hafif dansı gibi ,Zen Rahiplerinin dingin yürüyüşleri gibi Taocuların yavaş yaşamak ilkesi gibi yaşamamız en sağlıklı seçim olacaktır.

Dua, meditasyon, doğada bir yürüyüş yapmak ya da şifa almak yoluyla bu enerjiyle sağlıklı temasa geçtiğimizde, kendimizi daha az "ayrı", kendi içimizde giderek "bütün" ve yaratılışın "bütün"ü içinde hissederiz.

Örneğin ; Rüzgar Yürüyüşleri ,Çigong'un özellikle tedavi alanında sıkça kullanılan çalışmalarından biridir. Özgün bir yürüyüş şeklidir.

Böbrek, akciğer ve kalp yürüyüşleri olarak üç gruba ayrılan rüzgar yürüyüşleri yürüyüşün türüne göre ilgili organın çalışmasını düzenlemekte, varsa rahatsızlıkların iyileşmesini sağlamaktadır.

Bilinen bir gerçektir ; Yürüyüş esnasındaki topraklama sayesinde, yeryüzünde bulunan “serbest elektronlar” vücudumuza girer.

Dr. John Zimmerman’a göre, şifacıların topraklanma dedikleri şey yeryüzünün manyetik alanı ile hem frekans hem de faz bakımından bağlantı kurma eylemidir.

Zimmerman şifacıların, şifa eylemi sırasında Schmann dalgaları ile bağlantı kurduklarını, beyinlerinin sağ ve sol yarı kürelerinin birbiriyle dengeli hale geldiğini ve beyin dalgalarının 7,8 – 8 hz’lik alfa ritmi gösterdiklerini keşfetmiştir.

Şifacı hastaya enerji aktarmaya başladığında hastanın beyin dalgaları da alfa ritmine geçmektedir. Aslında şifacı, hastayı yeryüzünün manyetik alanının atımlarına bağlamakta ve böylece şifa için muazzam bir enerji kaynağını da kullanmaktadır.

İnsanların temaslarının giderek azaldığı yeryüzü, bağışıklık sisteminin ve dolaşımın uygun şekilde çalışması, bio-ritimlerin ve diğer fizyolojik süreçlerin senkronizasyonu için temel olan elektron ve elektriksel alanların tabii bir kaynağıdır ve en etkili, en ucuz ve kolay antioksidan almayı sağlar.

Refleksoloji de vücuttaki Chi (yaşam enerjisi)nin kesintisiz akışını sağlar.

Refleksoloji ayaklarımızın vücudun aynası olduğu düşüncesi temeline dayanan, Geleneksel Çin Tıbbı’na göre hastalanmadan vücudu korumak için geliştirilen bütünsel bir sağaltım yöntemidir.

Temelinde, rahatsızlıkların enerjinin belli bir yerde bloke olmasından kaynaklandığı tezi yatar.

Refleksoloji'ye göre, her ayak aslında vücudun toksinlerden arındırılma işleminde görev alan bir kanaldır, iletim hattıdır.

Ayağınızın tabanı, 60'dan fazla refleksoloji noktası içerir, bu da vücudunuzda enerjik olarak oldukça aktif bir yer olduğu anlamına gelir.

Ayaklardaki her organın el, ayak ve kulaklarda “reflect” ettiği yani yansıdığı bir yer vardır ve bu haritalama ile,çeşitli noktalarda bulunan basınç noktalarını, rahatsızlıkları iyileştirmek için kullanan bölge sağaltımına dayanır.

Bedenin süptil enerji sistemlerinin benzer ama daha basit bir modeli Refleksoloji de de görülür.

Burada bedenin süptil enerjileri, bedenin her bir yarısında, baştan ayak parmağına dek uzanan , kollar ve parmaklarda dallanan beş bölgede bulunuyor diye tarif edilmektedir.

Bu yöntemde vücut, düşey olarak tüm vücudu boydan boya geçip ayaklarda son bulan on bölgeye veya enerji kanalına ayrılır.

Vücudun herhangi bir kısmı, ayağın aynı bölgesindeki refleks alanı üzerinde çalışılarak uyarılabilir ve refleks noktalarına uygulanan baskı, stresin azaltılmasını sağlayarak bedende fizyolojik değişikliklere yol açar.

28 Ağustos 2014 Perşembe

15 Adımda öz-saygınızı arttırabilir ve kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz


Pek çok insan zaman zaman kendisini kötü hisseder. Kişinin kendi yargıları ya da diğerlerinin yargıları nedeni ile kendisine duyduğu saygı azalabilir. Herkesin kendisini iyi hissetmeye hakkı vardır; ancak bu bir engelle başa çıkmaya çalışırken, iş ortamındaki baskıyla, önemsediğiniz biri ile bir araya gelmeniz zor olduğunda ya da birinin aşağılayıcı sözleri karşısında zor olabilir. Kendi kendinizle “ben iyi değilim”, “hiç başarılı olmayacağım” ya da “hiç kimse beni sevmiyor” gibi negatif konuşmalar yapmaya başlarsınız. Negatif konuşmaya devam ederseniz de bu ifadelere inanmaya başlarsınız. Ayrıca bu anlarda kendinize ve diğer insanlara kırıcı şeyler de yapabilirsiniz.

Aşağıdaki liste öz-saygınızı arttırmanıza, oluşturmanıza ve bununla kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olabilir. Kendiniz hakkında iyi şeyler düşünmek ve iyi hissetmek konularında, kendinize ne gibi engeller oluşturduğunuzu fark edebilirsiniz. Bu normaldir; iyi düşünmenizi ve iyi hissetmenizi engellememelidir. Zamanla bu hisler azalacaktır.

Öz-saygınızı arttırmak için neler yapabilirsiniz?

1) Kendi kendinize konuşun:Kendinize moral konuşması yapın. Kendinize kendiniz hakkında doğru ve beğenilen özelliklerinize dair güçlü ve pozitif ifadeler kurun. Kendinize güzel, zeki, akıllı vb. olduğunuzu söyleyin. Eğer kendinizi sürekli yeriyorsanız, kendinizle yaptığınız bu diyalogu hatırlayın ve negatif düşüncelerinizi pozitif düşünceler ile değiştirin. Pozitif düşüncelerinizi, sözler ve davranışlar ile pekiştirin. Bu ifadeleri kullanmanız hayatınızda değişiklikler yapmanız için sizi güçlendirecektir.
2) Kendiniz ile ilgilenin:Kendinize iyi baktığınızda, kendinizi iyi hissetmeye başlayacaksınız.
  • Sağlıklı yemekler yiyin ve abur cuburdan uzak durun. Sağlıklı beslenirseniz daha iyi ve enerjik hissetmeye başlayacaksınız.
  • Egzersiz yapmak kendinizi iyi hissetmenize ve enerjik olmanıza yardımcı olabilir.Egzersiz yapabileceğiniz bir zaman dilimi ayarlayın. Yürüyüş yapabilirsiniz, koşabilirsiniz, bisiklete binebilirsiniz, bir sporla ilgilenebilirsiniz veya müzik dinleyip dans edebilirsiniz. Size iyi hissettiren birini tercih edebilirsiniz. Eğer spor yapmanızı kısıtlayan bir sağlık probleminiz varsa, doktorunuzla konuşun. Doktorunuz yapabileceğiniz aktiviteler üzerine öneride bulunabilir.
3) Bir başarıdan yararlanın:Geçmiş başarılarınıza bakın. Sonucunda bir şey kazandığınız, sizi zorlayan şeylerin üstesinden geldiğiniz bir anı düşünün. Kendinizle övünün ve kendinize “onun üstesinden geldiysem, bunu da başarabilirim ve bunun da üstesinden gelebilirim.” deyin. Önceki hedefinize ulaşmaya çalışırken kullandığınız güçlü yanlarınızı şimdiki hedefinizde de kullanın. Geçmiş başarınızı hatırlamak engelleri aşmanıza yardımcı olabilir.

4) Keyif aldığınız şeyleri yapın: Yapmaktan keyif aldığınız şeylerin listesini yapın ve bu listedeki maddelerden seçtiklerinizi her gün uygulayın. Mesela; gitar çalmak, resim yapmak, kitap okumak, parkta yürüyüşe çıkmak gibi.

5) İnsanlarla vakit geçirin:Pozitif ve size iyi davranan insanlarla vakit geçirin. Size her zaman kötü hissettiren negatif insanlardan uzak durun.

6) Yaşadığınız alanı kişiliğinizi gösteren bir yer olarak düzenleyin:Apartmanda, evde, dar ya da geniş bir yerde nerede yaşıyorsanız orayı rahat ve size hitap eder şekilde düzenleyin. Eğer bu alanı biriyle paylaşıyorsanız, sadece size ait olan ve nasıl istiyorsanız öyle dekore edebileceğiniz bir alan oluşturun.

7) Küçük hedefler koyun:Kendinize küçük hedefler koydukça başarınızı görebileceksiniz. Koyduğunuz bu hedefleri başardıkça, başarılı hissederken kendinize duyduğunuz güven de artabilir.

8) Aksaklıklar için hazır olun:Bir hedefi başaramadıysanız, daha önce denediğiniz metottan farklı bir metotla yeniden deneyin. Önünüze çıkan bariyerler olacaktır. Bu gibi durumlar ile nasıl baş edebileceğinizi önceden düşünün.

9) Yeni bir şeyler öğrenin ya da becerilerinizi geliştirin:Yeni bir şey öğrenmek güçlenmiş hissetmenize yardımcı olabilir. Bazen yeni bilgiler ile kuşanmak iyi gelebilir. Sizin için neyin işe yarayacağını öğrenin. Kendinize kontrolü ele almayı öğretmek, size değişiklikler yapabileceğinize dair güç ve inanç verir.

10) Kendinize her gün iyi davranın:Gün boyunca kendinize iyi davranmak için neler yaptığınızı yazın, mesela “bugün bir saat spor yaparak kendime iyi baktım” ya da “bugün sağlıklı yemekler yiyerek kendime iyi baktım” gibi.

11) Kendinizi diğerleri ile kıyaslamayın: Kendi hayatınızı başkalarının hayatı ile kıyaslamak ve bunun sonucunda onların hayatın bir alanında sivrildiklerini bulmak sizin öz-saygınızı zedeleyebilir. Başkalarının başarılarına odaklanmak yerine dünden daha iyi olmak için çabalamalısınız.

12) Kendinizi affedin: Hepimiz hata yaparız. Bu insan olmanın bir parçasıdır. Eğer hata yapmasaydık, onlardan bir şeyler öğrenemezdik. Hatalarınızı bir öğrenme fırsatı olarak görün. Kendinizi zavallı hissederek kendinize duyduğunuz saygıyı zedelemek yerine kendinizi affedip onu kuvvetlendirin.

13) Kendinizi kabul edin: Kendiniz ile ilgili değiştirebileceğiniz ve değiştiremeyeceğiniz şeyler olduğunu fark etmeniz gerekir. Mutsuz olduğunuz konular hakkında uğraşın ama boyunuz, geçmiş seçimleriniz, ten renginiz gibi değiştiremeyeceğiniz şeyler var. Onları kabul etmeye ve kendinizi olduğunuz gibi sevmeye başlayın.

14) Negatif düşüncelerinizi pozitif düşüncelere dönüştürün: Kendinize ne söylediğiniz önemlidir. Aklınız duyduğuna inanır. Eğer sürekli kendinizi küçümserseniz, sonunda ona inanmaya başlarsınız. Kendinize her gün ne söylediğinizin farkında olun. Bu düşünceleri bir kenara yazın ve düşüncenizi zorlayın. Mesela, kendinize “ben hiçbir şeyi asla düzgün yapmam” diyorsanız bu düşünceyi yazın ve kendinize aşağıdaki soruları sorun:
Bu gerçekten doğru mu? Bu düşüncede olmak için ne yaptım? Hiçbir şeyi asla düzgün yapmamam doğru mu?

Bir sonraki adım pozitif ifadeler düşünmek ya da düşüncelerinizi zorlamaktır. Negatif düşünceleri pozitif düşünceler ile yer değiştirin. Pozitif düşüncelerinizi birkaç defa tekrar edin ve birkaç defa bir kenara yazın. Pozitif ifadelerinizi ise görebileceğiniz bir yerlere koyun. Yukarıda bahsedilen “hiçbir şeyi asla düzgün yapmam” ifadesi yerine kendinize “pek çok şeyi doğru yaptım mesela…” ya da “ben hata yapabilir bir insanım, hata yapmak insan olmanın bir parçası” ya da “pek çok şeyi doğru yaparım” diyebilirsiniz. Olmaz, hiç, yapamam gibi olumsuz sözcüklerden kaçının. Pozitif sözcüklere ve şimdiki zamana odaklanın mesela “ben sağlıklıyım”, “iyi bir işim var” ya da “mutluyum” gibi.

Negatif düşüncelerinizi pozitif düşünceler ile değiştirmek zaman alır ve sabır ve çaba ister. Negatif düşünerek, negatif düşünme huyu geliştirmiş olabilirsiniz. Ama şimdi değişiklikler yapın ve vazgeçmeyin. Kendiniz hakkında iyi şeyler düşünmeyi hak ediyorsunuz.

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Affetmek İçin Güzel Bir Örnek



“Seninle paylaştığım tüm hayatlarımda, bilerek ya da bilmeyerek yaptığım tüm yanlışlardan, zorluklardan ve sana yansıttığım öfke, kızgınlık gibi tüm negatif duygulardan dolayı senden özür dilerim. Lütfen bunu kabul et ve beni bağışla. Ben de seni sevgiyle bağışlıyorum. Şu andan itibaren seni kendimden, kendimi senden özgür bırakıyorum. İkimizin de yolu Tanrısal ışık ve sevgi olsun.”
Fotoğraf: affetmek için güzel bir örnek,,,,,,,,,,,
“Seninle paylaştığım tüm hayatlarımda, bilerek ya da bilmeyerek yaptığım tüm yanlışlardan, zorluklardan ve sana yansıttığım öfke, kızgınlık gibi tüm negatif duygulardan dolayı senden özür dilerim. Lütfen bunu kabul et ve beni bağışla. Ben de seni sevgiyle bağışlıyorum. Şu andan itibaren seni kendimden, kendimi senden özgür bırakıyorum. İkimizin de yolu Tanrısal ışık ve sevgi olsun.”

15 Ağustos 2014 Cuma

Yeni Enerjide Şifa



Yeni enerjide daha önce asla sahip olmadığınız bir şifa gücüne sahipsiniz...
Bir insan diğer insana dokunduğu anda o insanı astral düzeyde, o anda mümkün olan en yüksek düzeyde ruhsal olarak sorgular. Şu soru ruhtan ruha sorulur:
"Şu anda sahip olduğun damganın, kilitlerini değiştirecek şekilde değişime uğratılması evrensel olarak uygun mudur? Eğer uygunsa karmanı değiştirmek ve bu sorguya kendini iyileştirerek yanıt vermek için sevgi kaynağının gücünü kullanma iznine sahipsin."
Varlığa kendini iyileştirme izninin dengeli varlığın gücü tarafından verildiğine dikkat ediniz. Dengeli varlığın gücü aslında hasta varlığı iyileştirmekte kullanılmaz, o diğerinin işe koyulması için bir katalizör ya da harekete geçirici olarak kullanılır. Bu çok önemlidir, bu noktayı gözden kaçırmayınız!
Diyebilirsiniz ki dengesiz bir varlık, kendini iyileştirmek için içindeki gücü kullanma konusunda dengeli varlık tarafından kendine verilen izni kullanmayı neden reddetsin? İşte burada, dünyaya enkarne olmadan önce derslerinizi planlamanızı içeren evrensel açıdan uygunluk bilgeliği devreye girer. Tanrının bir parçası olarak dersleri öğrenmenizi sağlayacak damganızın nasıl olması gerektiğine siz karar verirsiniz!
Eğer bir ruh öğrenilmesi gereken bir dersin henüz öğrenilmediğini hissediyorsa, o zaman o hastalığı hükümsüz kılmak için gücünü kullanmayacak ve fırsatı geri çevirecektir. Bu “geri çevirme” konusunda dengeli insan hiçbir sorumluluk taşımaz. Şifa kavramınız artık şifa izni verme kavramına uyacak şekilde değişmelidir. Bu izin reddedildiğinde şifa işi bir sonraki işleme kadar sona ermiş demektir.
Bu noktada şöyle bir soru akla gelebilir. Hasta bir insanın neden bir izne ihtiyacı olsun, artık karmaya gerek yoksa insan neden o gücü kullanıp hemen kendini iyileştirmesin? Yanıt basittir, çünkü hasta varlık dengesiz haldedir ve dengesizlik bütünü etkiler. Fiziksel hastalık, genellikle astralle iletişim kurmayı nerdeyse olanaksız kılacak şekilde zihni ve ruhu etkiler. İşte bu yüzden bu kadar çok sayıda insan hastalanır ve umutsuz bir şekilde ölür. Hastalık bedeni bir kez ele geçirdiğinde genellikle gerçek bir ruhsal iletişim kurulamaz.
Gerçek bir şifa işlemi ruhsal bir dengeyi gerektirir ki, bu fiziksel bir hastalık çeken insanda bulunmaz. İşte bu yüzden gezegeninizde hastalık yüzünden “işin içinden çıkamayan” insanlara yardım edecek dengeli şifacıların bulunması çok önemlidir. Fark yaratamayacağınızı mı sanıyorsunuz? Fiziksel olarak hasta bir insanla aynı odada bulunmanız bile yararlı olabilir, buna inanın, asla böyle bir fırsatı tepip gitmeyin. Bunun bir yararı olmadığını düşünseniz bile orada yapılan bir iş vardır.
Burada genellikle şifayı önleyen yaşam derslerinin ve karmanın iş başında olduğunun farkında olun, çünkü birçok durumda yaşama son vermek ya da bir süre daha ıstırap çekmek uygundur. Böyle durumlarda ruhun şifa sorgusuna yanıtı “hayır” olacaktır. Siz işinizi yapıp yolunuza devam edin! Eğer hasta karşılık vermezse başarısızlığa uğradığınızı düşünmeyin. Ama şunu da bilin ki, karşılık vermeyen hasta sayısı kadar karşılık veren hasta da olacaktır. İşte böylece gezegenin enerjisini değişime uğratırsınız...


KRYON

ÇOCUKLARIMIZA VERDİĞİMİZ İSİMLER GELECEKLERİNİ ETKİLER Mİ?




İSİMLERE DİKKAT HAYATIMIZI ETKİLİYOR


AKROFONOLOJİ NEDİR?
Eski zamanlarda, isimler kişiler için umulan hayat yoluna özgü olarak verilmekteydi. Yıldızların etkileri hakkındaki bilgiler yaşamlarında bunu bir iş olarak seçen öğrenci ve bilge kişilerce akılı bir şekilde temsil edilmiştir. Bilge kişiler aynı etkiyi ilave bir araç olarak kavrayarak kendileri de yararlanmıştır.
İşte bu sanat ve bilimin adı Akrofoloji olarak adlandırılmaktadır.
Akrofonoli bize bir isimdeki bağımsız enerji şekillerini belirlememizi sağlamaktadır.
Harfler enerjinin sembolleridir. Sizin sahip olduğunuz enerjileri tanımlar. İsimlerdeki fiziksel, zihinsel, duygusal ruhsal enerji sembollerinin açıklamalarını görmektir.
İsimleri inceleyerek, harfler arasındaki titreşimleri tespit ederek karakter özelliklerini ortaya koymaktır.

AKROFONOLOJİ TARİHÇESİ
İlk olarak Ari ve maya medeniyetlerinde isimler sembollerle ifade edilmişlerdir. Yazıtlarda isimlerin sembollere dönüştüğünü görmekteyiz.
Bu konuda 6.Yüzyıla kadar herhangi bir araştırma konusu bulunamamaktadır.
Sadece 6.Yüzyılda özellikle ispanya ve Portekiz bölgelerinde isim koyarken muhakkak anneanne babaanne ve büyük baba isimlerini koymaya başlamışlar. Hem kimin kime ait olduğu ve kiminle akraba olduğu daha iyi anlaşılmıştır.
Akrofonoloji, astroloji'nin başka bir dili gibidir. Tanınmış bir astrolog olan Shirlie 10,000'den fazla kişinin natal haritasını incelemiş ve yıldızlarla kişilerin isimleri arasındaki geçişleri bulmuştur.
Tarihte orta Asya Türkleri de, Kızılderililer de çocuklarına isim koyarken biraz büyümelerini karakter ve davranışları ortaya çıktıktan sonra isim koyduklarını görüyoruz.
Tarihte insanlık isimlere son derece önem vermiştir. Bu konu ile ilgili araştırmalar birçok ülkede de yapılmıştır.
Daha sonraları isim koyarken herkes kolay ve iyi hissettiği isimleri telaffuz etmeye başlamışlar.
İSİMLERİN TİTİREŞİMİ
Her harfin titreşimi farklı olduğu gibi, her isminde kendine göre titreşimleri vardır. Harfler içinde en yüksek titreşime sahip olan harf "A" dır. Neden A dır . Bu harf enerjiyi en yüksek seviyede alır. Harfin kendisi sivri olduğu için; hem çok iyi bir anten alıcısına sahiptir. Hem de verirken ince fakat çok uzağa titreşimi verme gücüne sahiptir. Tabii ki bu baş harf için daha ziyade uygundur. İsmin ortasındaki ‘a ‘ harfi baş harf kadar etkili değildir. Şunu da ön planda düşünmek gerekir. Her zaman A harfinin titreşimi çok yüksek diye en iyi ve en güçlü harf anlamına gelmemelidir.
Hepimizin takdir ettiği gibi, gücün yüksek olması tek başına bir anlam ifade etmez. Önemli olan gücün dengeli bir biçimde kişiye dağılmasıdır.
İsimlerin titreşimlerinin yüksek ve düşük olması tek başına önemli değildir. Dengeli bir biçimde titreşimde olmasıdır daha anlamlıdır. Titreşimin dengeli ve hayatımızı doğru yönde etkileyebilmesi için aynı tusunami dalgası gibi ilerlemesi gerekir. Nasıl tusunami dalgası çok büyük dalga boyunda olmadan, son derece etkili biçimde ve gücünü yitirmeden uzaklara gidebilme özelliği taşıyorsa, isimlerdeki titreşim de güç dengesini bu şekilde kurabildiği takdirde yapamayacağı bir şey olamaz.
İsimlerin titreşimi derken sadece isimden bahsetmek doğru olmaz. Bir kişiyi ifade ederken isim ve soyadı birlikte düşünülür. Güçlü ve dengeli titreşim, soyadında da devam etmelidir.
Genelde bayanlar evlendikten sonra soyadları değişir ya da ilave soyadı alır. Bu durum kişiyi olumlu, bazen de olumsuz olarak etkiler.
Bu tür konuşmalara şahit olmuşuzdur; evlendikten sonra kendimi kapana kısılmış hissetmeye başladım. Ya da evlendikten sonra kendimi yeniden keşfettim. Bunun nedeni, evlendikten sonra bayanların hayatına yeni katılmış harfler ve bu harflerin yeni enerjileri.

OLUMSUZ OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ İSİM TİTREŞİMİ İÇİN NELER YAPILIR?

İSİMLERİN BÜTÜNSEL ENERJİLERİ
İsimlerin bütünsel enerjileri, harf artı hece ve hecelerin birleşmesi ile ortaya çıkan tam yorumdur. Ayrıca soyadı veya göbek isimleri de aynı derece rol oynamaktadır.
İsimlerin; harfleri yan yana koyduğumuz zaman tek tek harfin yorumu ile ismin bütününün yorumu %50 değişir.
Bazı isimlerin enerjileri son derece ağırdır. Yanına konan bir göbek adı veya soyadı ismi kısmi olarak ağırlığını azaltır. 

Bütünsel enerjileri ağır olan isimlerden birkaç örnek vermek gerekirse; 
Ali, Mustafa, Muhammed, Ömer, Ebubekir, Hasan, Hüseyin, Mehmet, Fatih, Ata. Bayan isimlerinden örnek vermek gerekirse; Ayşe, Hatice, Emine, Fatma gibi isimler yaşam da ciddi ağırlık getirip kişilerle ilgili zorluklar yaratabilir. Bahsettiğimiz isimler çok eski ve üzerlerine aşırı sorumluluk yüklenen isimler olduğundan her beden bu kadar sorumluluğu taşıyamaz. Burada önemli olan fiziki bedenin uyum içinde olabileceği harfler titreşimiyle birlikte hareket etmesi gerekir ki, bu hayatta hepimizin ulaşmak istediği mutluluk konumuna ulaşabilsin. Şayet yukarıdaki isimlerden herhangi birine sahip olup hayattaki akışını değiştirmek isteyenler için bu isimlerin yanına bir isim koyarak kendi isimlerinin onlara yüklemiş olduğu bir takım negatif enerjilerin pozitif enerjilerle yer değiştirmesi sağlanabilir.
Dikkat edersek, sanatçıların sahne ismi kendi ismi olmayabilir. Bu değişikliğin onlarca ilk nedeni kolay akılda kalabilmesi, kendi isminin sahneye uygun olmadığını düşünmesi olabilir. Bizce bu değişiklik içgüdüsel olarak doğru karar verilmiş ve isimlerin doğru titreşimi yakalayabilmesi adına yapılmış değişikliktir. Buna en güzel örnek Seda Sayan ‘ dır.
YENİ DOĞAN İSİMLERİNE DİKKAT.
Bebeğe isim verirken, onun hangi özellikleri taşımasını istiyorsak o enerjiyi harekete geçirecek ismi koyarak karakter yapılanmasına yardımcı oluruz.
Anne baba yeni doğacak bebeğinin kendilerine uyumlu olmasını da ister. Hem ailesi ile uyum içinde, hem de hayatta başarılı olmasını sağlamak sizin elinizde. Onun geleceğini aslında ona verdiğiniz isimle bilmeden yönlendirmiş oluyorsunuz. 

Gelin artık bunu bilerek biçimlendirelim. Doğacak bebeğinize size uyumlu ve hayatta karşılaşmasını istediğiniz durumlara uygun isimler belirleyelim. Halihazırda doğmuş bebeklere, gerek gördüğümüz taktirde, yeni yardımcı isimler koyalım. Göreceksiniz hayatınızın enerji akışı gözlerinizin önünde farkında olarak değişecek

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Fiziksel bir sorunun olduğunda listeyi kullanma yolu:

 

1. Sorunun zihinsel nedenine bak ve bunun senin için doğru olup olmadığını düşün. 

Değilse, sessizce otur ve kendine sor: “Bende bunu yaratan hangi düşünceler olabilir” 

2. Şu sözleri tekrar et: “Bilincimde bu koşulları yaratan düşünce kalıbını bırakmaya
hazırım.”

3. Yeni düşünce modelini birçok kez tekrar et.

4. İyileşmenin zaten başlamış olduğunu varsayıp, iyileşmeyi kabul et.

SORUN_OLASI NEDEN_ YENİ DÜŞÜNCE MODELİ

A

Addison hastalığı: (Derin boyutta duygusal yoksunluk. Kendine duyulan kızgınlık.)
Bedenimin, düşüncelerimin, duygularımın bakımını sevgiyle yapıyorum.”

Adrenal sorunlar: (Yenilgi duygusu. Kendine aldırış etmemek. Endişe) “Kendimi seviyorum
ve onaylıyorum. Kendime bakma isteğini duyuyorum.”

Ağlamak: (Gözyaşları hayatın ırmaklarıdır. Üzüntü ve korkudaki kadar sevinçte de gözyaşı
dökülür.) “Tüm duygularımda huzur içindeyim. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.”

Ağrılar, Sızılar: (Sevgiye hasret çekmek. Dokunulmayı özlemek.) “Kendimi seviyorum ve
onaylıyorum. Sevecen ve sevilen bir insanım.”

AIDS: (Kendini reddetmek, cinsel suçluluk ve yetersizlik duygusu.) “Hayatın kutsal ve görkemli bir ifadesiyim. Cinselliğimden haz duyuyorum. Kendimi seviyorum.”

Akciğer sorunları: (Hayatı kabul etmemek. Depresyon. Üzüntü. Dolu dolu bir yaşama
kendini layık görmeme.) “Hayatım mükemmel bir denge içinde. Hayatı dolu dolu yaşamaya
hakkım ve kapasitem var.”

Akıntı: (Eşe duyulan kızgınlık. Cinsel suçluluk duygusu. Kendini cezalandırma.) Başkaları,
kendime duyduğum sevgi ve saygının aynalığını yapıyor. Cinselliğimin coşkusunu
yaşıyorum.”

Allerjiler: (Kime allerji duyuyorsunuz? Kendi gücünü reddetmek) “Dünya güvenli ve dostça.
Güvencedeyim. Hayatla barış içindeyim.”

Alkolizm: (Ne yararı var? Yararsızlık, suçluluk, yetersizlik duygusu. Kendini reddetme.) “Şu
anda yaşıyorum. Her an yeni bir an. Özdeğerimi görmeyi seçiyorum. Kendimi seviyorum ve
onaylıyorum.”

Alzheimer hastalığı: (Yaşamı terketme arzusu. Hayatı olduğu gibi kabul edememek)
“Herşey doğru zaman ve mekan sıralaması içinde gelişiyor. Her şey olması gerektiği gibi
oluyor.”

Amfizem: (Yaşam korkusu. Kendini yaşamaya layık bulmama.) “Dolu dolu ve özgür
yaşamak en doğal hakkım. Hayatı ve kendimi seviyorum.”

Amnezi: (Korku, hayattan kaçış. Kendi ayakları üzerinde duramama.) “Zeka, cesaret ve
özdeğere daima sahibim. Hayatta olmayı seviyorum.”

Anemi: (“Evet, ama” yaklaşımı. Haz yoksunluğu. Yaşam korkusu. Yeterli olmama duygusu)
“Hayatın her alanında zevk alacağım çok şey var. Hayatı seviyorum.”

Anksiyete (kaygı): Hayatın akışına ve gidişatına güven duymama) “Kendimi seviyorum ve
onaylıyorum. Hayatın akışına güveniyorum. Güvencedeyim.”

Anoreksi: (Hayatı reddetmek. Aşırı korku, kendinden nefret ve reddedilme) “Olduğum
gibiyim. Olduğum gibi olmaktan mutluyum. Yaşamayı seçiyorum. Hazzı ve kendimi kabul
etmeyi seçiyorum.”

Anüs: (Atma noktası, boşaltma noktası.) “İhtiyaç duymadığım şeyleri kolaylıkla ve rahatlıkla
atıyorum.”

Anüs- apse: (Bırakmak istediğiniz şeyi bırakamamaktan duyduğunuz kızgınlık)
“Bıraktığımda güvendeyim. Sadece ihtiyacım olmayan şeyleri atıyorum.”

-Acı: (Suçluluk duyma. Cezalandırılma arzusu. Yetersizlik.) “Geçmiş geçmişte kaldı.
Şimdi kendimi sevmeyi ve onaylamayı seçiyorum.”

-Fistula: (Gereksiz şeyleri kısmen tutarak atmak. Geçmişin olumsuzluklarına takılı
kalmak.) “Sevgiyle geçmişi tümüyle özgür bırakıyorum. Özgürüm. Sevgiyim.”

-Kaşınma: (Geçmiş hakkında suçluluk duymak. Pişmanlık.) “Kendimi sevgiyle
affediyorum. Özgürüm.”

Anüs kanaması: (Kızgınlık ve öfke.) “Hayatın akışına güveniyorum. Doğru ve yararlı adımlar
atıyorum.”

Apati: (Duygulara izin vermemek. Kendini ölü gibi hissetme. Korku.) “Duygularıma izin
veriyorum. Kendimi hayata açıyorum. Yaşam deneyimlerine hazırım.”

Apandisit: (Korku, yaşam korkusu. İyi şeylerin akışını engellemek.) “Güvendeyim. Kendimi
gevşetiyor ve hayatın zevkle akmasına izin veriyorum.”

Apse: (İncinme, küçümsenme, intikam duyguları içinde dönüp durma) Düşüncelerimin
özgürleşmesine izin veriyorum. Geçmiş bitti. Huzurluyum.

Arter: (Yaşam sevincini taşıyan damarlar.) “Yaşam sevinciyle doluyum. Kalbimin her
atışında tüm bedenime yayılıyor.”

Arterioskleroz: (Direnme, gerginlik. Katışlaşmış dar düşünceler. İyiyi görmeyi reddetmek.)

Hayata ve hazza tamamen açığım. Sevgiyle bakmayı seçiyorum.”

Artrit: (Sevilmediğini hissetmek. Eleştirilmek, kırgınlık). “Sevgiyim. Kendimi sevmeyi ve
onaylamayı seçiyorum. Başkalarına sevgiyle bakıyorum.”

Artritli parmaklar: (Cezalandırma, suçlama arzusu. Kurban olduğunu hissetmek.) “Sevgi ve
anlayışla bakıyorum. Tüm yaşadıklarıma sevginin ışığıyla yaklaşıyorum.”

Araba tutması: (Korku. Tutsaklık. Tuzağa düşmüş hissetmek.) “Zaman ve mekan içinde
kolaylıkla ilerliyorum. Sevgi çepeçevre beni kuşatıyor.”

Astım: (Nefes almaya hak duymamak. Boğulmuşluk duygusu ve bastırılmış gözyaşı.

“Hayatımın sorumluluğunu üstlenme güvenini duyuyorum. Özgür olmayı seçiyorum.”

Astım nöbeti: (Korku. Hayata güvenmemek. Çocuklukta takılıp kalmak.) “Büyümekten
korkmuyorum. Hayatıma ve kendime güven duyuyorum.”

Bebek astımı: (Yaşam korkusu. Doğmaktan duyulan pişmanlık. “Bu çocuk güven dolu bir
ortamda ve seviliyor. Beklenilen ve değer verilen bir çocuksun.”

Ayaklar: Kendimizi, başkalarını, hayatı anlama kapasitemiz. “Anlayışım genişliyor. Değişen
dünyaya ayak uyduruyorum.”

Ayak parmakları: Geleceğin küçük ayrıntıları. “Tüm ayrıntılar kendi kendine yerlerini
bulurlar.”

Ayakbileği: (Hareket ve yol belirlemeyi temsil ediyor.) “Hayatta ileri doğru adımları kolaylıkla
atıyorum.”

Madura ayağı: (Dışlanmaktan duyulan çaresizlik duygusu. İleri adım atamama.) “Kendimi
seviyorum ve onaylıyorum. İlerlemek için kendime izin veriyorum.”

Aybaşı sorunları: (Kadın olmaktan duyulan suçluluk duygusu. Cinsel organların günah, pis

olduğu inancı.) “Kadın olarak gücümü ve bedenimin normal işlevlerini kabul ediyorum.
Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.”

B

Bacak sorunları:

- Üst: (Çocukluk travmalarının etkisinden kurtulamamak.) “Benim için bildiklerinin en
iyisini yapıyorlardı. Onları affediyorum.”

- Alt: (Gelecek korkusu. Kıpırdamak istememek.) “Geleceğe güvenle bakıyorum.”

Bademcikler: (Korku. Bastırılmış duygular. Tıkanmış yaratıcılık.) “Yüksek düşünceler bende
ifade buluyor. Her şey iyiliğim için oluyor.”

Bağımlıklar: (Kendinden kaçmak. Korku. Kendini sevmeyi bilmemek) “Artık ne kadar
harikulade bir varlık olduğumun farkına vardım. Kendimi sevmeyi ve haz almayı seçiyorum.”

Bagırsaklar Dışkının atılmasını sağlıyor.

- Sorunlar: (Eski ve ihtiyaç duyulmayan şeyi atmaktan korkmak.) “Kolaylıkla eskiyi
bırakıyor, coşkuyla yeniyi kabul ediyorum.”

Baş ağrısı (Değersizlik duygusu. Korku. Kendini eleştirme.) “Kendimi seviyorum ve
onaylıyorum. Yaptığım şeyleri sevgiyle yapıyorum.”

Baş dönmesi: (Kaçış. Dağınık düşünce. Görmeyi reddetmek.) “Hayatla uyum ve barış

içndeyim. Canlı ve mutlu olmakla güven içindeyim.”

Bayılmak: (Korku. Başedememek.) “Hayattaki her şeyle başetme gücüm var.”

Beden Kokusu: (Korku. Kendinden hoşlanmamak. İnsanlardan korkmak.) “Kendimi
seviyorum ve onaylıyorum. Güven duyuyorum.”

Beyin: Bilgisayar ve santralı temsil ediyor.

- Tümör: “Yanlış programlanmış inançlar. İnatçılık. Değişmeyi reddetmek.) “Zihnimin
bilgisayarını yeniden programlamak çok kolay. Hayat değişimler sürecidir.”

Bitkinlik: ( Can sıkıntısı. Yaptığı işi sevmemek.) “Hayattan coşku duyuyorum. Enerji ve
coşkuyla doluyum.”

Boğaz sorunları: (Kendi adına konuşamamak. Yutulmuş kızgınlık. Tıkanmış yaratıcılık.
Değişme ve korkusu.) “Kendimi özgürce, kolaylıkla, sevgiyle ifade ediyorum. Yaratıcılığımı
kullanıyorum. Değişmeye hazırım.”

Boyun ağrıları: (Soruna bir başka açıdan bakmayı reddetmek. İnatçılık. Esnek olmamak.)
“Kolaylıkla ve esneklikle bir konuyu her açıdan görebiliyorum. Birşeyi yapmanın ve görmenin
bir çok yolu var.”

Böbrek sorunları: (Yargılama, düşkırıklığı, başarısızlık. Utanç. Çocuk gibi tepki gösterme.)

“Daima doğru adım atıyorum. Her deneyim yararlı. Büyümeyi seçiyorum.”

Bronşit: (Bağırılıp çağrılan aile ortamı): “Çevremde barış ve uyum var.”

Bunama: (Çocuğun güven dolu sanılan dünyasına geri dönmek. Bakım ve ilgi talep etmek.
Etrafındakileri bir çeşit kontrol etme yolu. Kaçış.) “Korunma. Güven. Barış. Evrensel akıl
hayatın her boyutunda çalışıyor.”

Burun akması: (İçsel ağlama. Çocuksu gözyaşı. Kurban.) “Hayatımın yaratıcı gücünün
bende olduğunu kabul ediyorum. Hayattan zevk almayı seçiyorum.”

Burun kanaması: (Kabul görme isteği.Önem verilmeme duygusu. ‘Sevgi istiyorum.’)

"kndimi seviyorum ve onaylıyorum. Gerçek değerimi biliyorum.”

C

Cilt sorunları: (Kaygı, korku. Eski, derine gömülmüş bir tehlike. Dokunulma yoksunluğu.)

“Barış ve sevgi düşünceleriyle kendimi koruyorum. Geçmişi unuttum ve affettim. Şimdi
özgürüm.”

Cinsel hastalıklar: (Cinsel organların günah ve pislik yuvası olduğu inancı. Suçluluk.

Cinsellikte insanları kullanmak, sömürmek, tecavüz etmek.) “Cinselliğimi sevgiyle ifade
ediyorum. Bana iyi duygular hissettiren cinselliği yaşamayı seçiyorum.”

Cushing Hastalığı: (Zihinsel dengesizlik. Sürekli çılgınca fikirler üretilmesi. Aşırı güçlülük

duygusu.) “Sevgiyle bedenimi ve zihnimi dengeliyorum. Şimdi bana iyi duygular veren
dşünceleri seçiyorum.”

Cüzzam: (Hayatla başedememe. Temiz ve iyi olmadığına dair uzun süreli inanç.) “Sınırlılığımı aşıyorum. Sevgi tüm hayatımı iyileştiriyor.”

Ç

Çene Sorunları: (Kızgınlık. İntikam arzusu.) “Yarattıklarımı değiştirme gücü bende.”

Çıban (şirpençe): Bize yapıldığını düşündüğümüz haksızlıklara duyulan zehirli öfke.)

“Geçmişi bırakıyorum, hayatımın her alanını iyileştirmek için kendime zaman tanıyorum.”

Çocuk hastalıkları: (Takvime, toplumsal kurallara ve sahte yasalara inanmak. Etrafındaki

yetişkinlerin çocukça davranışları.) “Bu çocuk kutsal sevgi ve korumasıyla kuşatılmış.
Zihinsel bağışıklık talep ediyoruz.”

Çocuk felci: (Paralize eden kıskançlık. Birisini durdurma isteği.) “Her şey, herkese yetecek
kadar çok. Sevecen düşüncelerle özgürlüğümü yaratıyorum.”

Çürükler: (Yaşamda küçük engeller. Kendini cezalandırma.) “Kendimi seviyorum ve saygı
duyuyorum. Kendime sevecen davranıyorum.”

D

Dalak: Obsesyon. Bir şeylere aşırı tutku. “Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.”

Delilik: (Aileden kaçış. Hayattan şiddetli bir kaçış.) “Bu kişi gerçek kimliğini biliyor ve
Evrensel Aklın yaratıcı bir ifadesi.”

Denge Kaybı: (Dağınık düşünceler.) “Hayatım olduğu gibi mükemmel ve güvenli. Her şey iyi ve güzel.”

Deniz tutması: (Korku. Ölüm korkusu. Kontrolü yitirme.) “Her yerde barış ve huzur içindeyim. Hayata güveniyorum.”

Dirsek: Yön değişimlerini ve yeni deneyimleri kabullenmeyi temsil. eder. “Yeni deneyimlere,
yeni değişimlere ve yeni doğrultulara kolaylıkla uyum sağlıyorum.”

Disk kayması: (Hayatta hiç bir desteğin olmadığı duygusu. Kararsızlık.) “Hayat, tüm
düşüncelerimi destekliyor. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.”

Diş sorunları: (Uzun süreli kararsızlık. Karar vermek için düşünceleri analiz edememe.)

Doğruluk ilkesinden şaşmadan kararlarımı veriyorum. Doğru kararlar verdiğimin güvencesi
içindeyim.”

Dişeti kanamaları: (Hayatta aldığımız kararlardan haz duymama.) “Aldığım kararların
doğruluğuna güveniyorum. Huzurluyum.”

Dişeti sorunları: (Kararları kesinleştirememek, hayat karşısında güçsüzlük.) “Kararlı bir
insanım. Kendimi sevgiyle destekliyorum ve kararlarımı uyguluyorum.”

Diyabet (Şeker hastalığı): Geçmişteki seçimlerinden pişmanlık duymak. Hayatı kontrol

altına alma ihtiyacı. Derin üzüntü. Hayattan tat almama.) “Bu an güzelliklerle dolu. Günün
tatlıyönlerini görmeyi, yaşamayı seçiyorum.”

Diz sorunları: (İnatçı ego ve gurur. Taviz verememe. Uzlaşamama. Esnek olmama.) “Affediyorum. Anlıyorum. Şefkat duyuyorum. Kolayca uzlaşıyorum.”

Doğuştan gelen sakatlıklar: (Karmik. Böyle gelmeyi siz seçtiniz. Ailemizi de biz seçeriz.)

“Her deneyim, gelişim sürecimiz için mükemmel. Olduğum gibi olmaktan mutluyum ve huzurluyum.”

Dudak uçuğu: (Hayatı küçümseme alışkanlığı. Kendini ve başkalarını aşırı eleştirme. ‘Her

şey ne kadar kötü, değil mi’ deme alışkanlığı.) “Hayatla birim. Kendimi ve başkalarını seviyorum. Yaşamaktan mutluluk duyuyorum.”

Düşük: (Gelecek korkusu. ‘Şimdi değil, daha sonra..’ Yanlış zamanlama.) “Hayat bana
daima uygun çözümleri getiriyor.”

E

Egzama: (Aşırı muhalefet, düşmanlık. Zihinsel feveran.) “İçimde ve etrafımda uyum, barış,
sevgi ve hazla çevriliyim. Güvencedeyim.”

Eklemler: Hayatımızın yön değiştirmesi. “Daima en iyi yöne doğru gidiyorum.”

El bileği: Hareketi ve kolaylığı temsil ediyor. “Tüm deneyimlerime bilgelikle, sevgiyle,
kolaylıkla yaklaşıyorum ve üstesinden geliyorum.”

Epilepsi(Sara): (Eziyet çekme. Hayatı reddediş. Büyük mücadele duygusu. Kendine yönelik şiddet.) “Hayatı sonsuz ve haz dolu olarak görmeyi seçiyorum. Ben de sonsuz, haz dolu ve huzurluyum.”

F

Fıtık: (Zedelenmiş ilişkiler. Gerginlik. Yanlış yaratıcı ifade.) “Kendimi seviyorum ve
onaylıyorum. Kendim olmakta özgürüm.”

Fibroid: Tümör ve kistler: (Eşe derinden kırılma ve bu kırgınlığı besleme. Kadınlık benliğine

darbe yemek.) “Bu deneyimi bana çeken düşünce kalıbından kendimi kurtarıyorum.”

Frijitlik: (Cinsel soğukluk): (Korku. Hazdan korkma. Cinselliğin kötü olduğuna dair inanç.

Duyarsız eş.) “Bedenimden zevk duyarken güvencedeyim. Kadın olmaktan mutluluk
duyuyorum.”

G

Gastrit: (Uzun süren kararsızlık.) “Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.”

Geğirme: (Korku. Hayatı çabucak yutmaya çalışmak.) “Yapmam gereken her şeyi yeri ve
zamanı var. Huzurluyum.”

Göğüsler: Anneliği ve şefkati temsil ediyor. “Mükemmel bir denge içinde besleniyor ve
besliyorum.”

- Kistler, yumrular, ağrılar: (Aşırı annelik. Aşırı koruma. Aşırı tahakküm.

Yaşamdan beslenmeyi engellemek.) “Kendim olmakta özgürüm, başkalarının da
kendileri olma özgürlüğüne saygı duyuyorum. Herkes büyüyüp gelişmeli.”

Gözler: Berrak görüşü simgeliyor. Geçmişi, anı geleceği.) “Her şeyi sevgi ve sevinçle
görüyorum.”

Göz Sorunları: (Hayatta gördüğü şeylerden hoşlanmamak.) “Görmekten hoşlanacağım bir
hayatı yaratıyorum.”

- Astigmat: (Kendini olduğu gibi görme korkusu.) “Kendi güzelliğimi ve görkemimi
görmeyi seçiyorum.”

- Katarakat: (Geleceği karanlık görmek.) “Hayat sonsuz ve haz doludur.”

- Çocuklar: (Ailede olan biteni görmek istememe.) “Bu çocuğu mutluluk ve güzellik
kucaklıyor.”

- Şaşılık: (Aynı anda zıt amaçların olması.) “Gördüğüm bana güven veriyor.”

- Hipermetrop: (Anda yaşanılanların değerini bilmemek ve korkmak.) “Şimdi ve
buradayım. Güvende olduğumu görüyorum.”

- Miyop: (Gelecek korkusu.) “Kutsal hayatın rehberliğine güveniyorum.”

- Glakoma: (Taşlaşmış affetmezlik.) ”Sevgi ve şefkatle bakıyorum.”

- Keratit: (Aşırı kızgınlık. Yumruk atma arzusu.) “Bırakıyorum yüreğimdeki sevgi
gördüğüm her şeyi iyileştirsin.”

Grip: (Kitlesel karamsarlık ve inançlara uyum. Korku. İstatistiklere inanmak.) “Toplum
inançlarının ötesindeyim. Toplumsal etkilerden özgürüm.”

Guatr: (Üzerinde baskılara duyulan nefret. Kurban. Doyumsuzluk.) “Hayatımın tek otoritesi
ve gücü benim. Kendim olmakta özgürüm..”

Gut Hastalığı: (Tahakküm etme ihtiyacı. Sabırsızlık. Kızgınlık. “Kendimle ve başkalarıyla
barışığım ve huzurluyum.”

H

Hazımsızlık: (İçgüdüsel korku, kaygı, başa çıkamama.) “Yeni deneyimleri kolaylıkla ve
zevkle özümsüyorum.”

Hemoroid: (Geçmişe duyulan kızgınlık. Geçmişin sorumluluğu altında ezilme.) “Yapmak
istediğim her şey için zamanım var. Sevgi olmayan her şeyi bırakıyorum.”

Hepatit: (Değişime direnç. Korku, kızgınlık, nefret.) “Düşüncelerim arınmış ve özgür. Geçmişi bırakıyorum, yeniye yöneliyorum.”

Herpes: (Cinselliğin ayıp olduğu toplumsal inancı kabullenme. Cezalanma ihtiyacı. Utanç
duygusu. Cezalandırıcı bir Tanrı’ya inanma.) “Benim Tanrı anlayışım sevgidir. Cinsellik
normal ve doğaldır. Cinselliğimi ve bedenimi seviyorum.”

Hipertiroidi: (İstenen şeyi yapamamaktan duyulan aşırı düş kırıklığı. Daima kendini değil,
hep başkalarını düşünmek.) “Gücüme yeniden sahip çıkıyorum. Kararlarımı kendim
veriyorum. Kendi mutluluğumun doyumunu yaşıyorum.”

Hiperventilasyon: (Korku. Değişime karşı duymak.
Gidişata güvenmemek.) Nerede olursam
olayım güven içindeyim. Hayatın akışına güveniyorum.”

Hipofiz: Kontrol merkezi. “Zihnim ve bedenim mükemmel denge içinde.”

Hipoglisemi: (Hayatın yükü altında ezilmek.) “Hayatımı hafif, kolay, zevkli hale getirmeyi
seçiyorum.”

Hodgkin Hastalığı: (Suçlama ve ‘yetersiz olmak’tan duyulan büyük korku. Kendini kabul
ettirmeye duyulan aşırı gereksinme çabalarıyla yaşam zevkinin unutulması.) “Kendim gibi
olmaktan son derece memnunum. Olduğum gibi değerliyim ve yeterliyim. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.”

Horlama: (Kalıplaşmış düşüncelerden kurtulmayı inatçı bir reddediş.) “İçinde sevgi ve haz
olmayan düşüncelerimi bırakıyorum. Yeniyi, tazeliği, canlılığı seçiyorum.”



İ

İçe dönmüş tırnak: (İlerlemekten duyulan endişe ve suçluluk duygusu.) “Hayatta kendi
yolumu çizmek en doğal hakkım. Güvenliyim. Özgürüm.”

İdrar Sorunları: (Endişe. Eski, düşünceler saplanma. Bıkkınlık.) “Eskiyi kolaylıkla ve
rahatlıkla bırakıyor ve yeniye hayatımda yer veriyorum.”

İdrar yolu enfeksiyonu: (Genellikle karşı cinse veya sevgiliye duyulan öfke. Başkalarını
suçlamak.) “Bu koşulları yaratan bilincimdeki kalıpları değiştiriyorum. Değişmeye hazırım.
Kendimi seviyorum.”

İktidarsızlık: (Cinsel baskı, gerginlik, suçluluk. Toplum baskısı. Önceki eşe duyulan öfke.

Anne korkusu.) “Cinsel gücümü kolaylıkla ve zevkle ifade ediyorum.”

İshal: (Korku. Reddetmek. Kaçış.) “Beslenme, hazmetme ve dışkılama sistemim düzenli
işliyor. Hayatla barış içindeyim.”

İştah –fazla: (Korku. Korunma ihtiyacı. Duyguları yargılamak.) “Güvendeyim. Hissetmek
sağlıklıdır. Duygularım normal ve kabul edilebilir şeylerdir.”

-az: (Korku. Kendini koruma. Hayata güvenmemek. “Kendimi seviyorum ve
onaylıyorum. Güvendeyim. Hayat zevkli ve güven dolu.”
K

Kaba etler (butlar): Gücü temsil ediyor. Gevşek kabaetler; gücün kaybolması. “Gücümü
akıllıca kullanıyorum. Güçlüyüm. Güven doluyum.”

Kadın Sorunları: (Kendini, dişiliğini, dişilik prensibini reddetme.) “Kadın olduğum için
mutluyum. Bedenimi seviyorum.”

Kalça Sorunları: Büyük kararlar almada duyulan korku. Gidilecek bir yönün olmaması.)
“Hayatım denge içinde. Her yaşta kolaylıkla ve zevkle hayatımda ilerleme gösteriyorum.”

Kalp: Sevgi ve güven merkezi. “Kalbim sevgi ritmiyle atıyor.”

- sorunları: (Uzun süreli duygusal sorunlar. Haz yoksunluğu. Kalbin katılaşması.
Stres ve zorluklar.) “Coşku, haz, mutluluk. Bunların düşüncelerimi, deneyimlerimi, bedenimi
doldurmasına izin veriyorum.”

- Krizi: (Haz duygusunu para, pozisyon vb için feda etmek.) “Önce sevgi geliyor.
Hayattan haz almayı seçiyorum.”

- Kalp damarlarının daralması: (Zihinsel katılık, katı yüreklilik,çelik gibi irade, esnek
olmama. Korku.) “Sevecen mutlu düşünceleri seçerek sevecen, mutlu bir dünya yaratıyorum.
Güvenli ve özgürüm.”

Kan: Bedende hazzı temsil ediyor, özgürce akıyor.) “Hayatın mükemmel ritmi içinde haz
alıyorum ve haz veriyorum.”

Kan Sorunları: (Sevinç yoksunluğu ve düşüncelerin özgürce dolaşamaması.) (Sevinç verici
yeni düşünceler içimde özgürce dolaşıyor.)

-Pıhtılaşma: (Haz duymaya kapalı olmak.) “İçimde yeni bir hayat uyanıyor.”

Kanama: (Haz alma duygusunu yitirmek. Kızgınlık. ama neye?) “Hayatın mükemmel ritmi
içinde haz alıyorum ve haz veriyorum.”

Kan Basıncı- yüksek: (uzun zamandır çözülemeyen duygusal sorun.) “Geçmişi huzurla
bırakıyorum.”

-düşük: (Çocukta sevgi yoksunluğu. Yenilgi. Niye uğraşayım ki? Nasılsa bir şey
değişmeyecek.) “Hep sevinç dolu olan şu anda yaşamayı seçiyorum. Yaşamım bir sevinç
kaynağı.”

Kabızlık: (Eski düşüncelerden vazgeçmeyi reddetmek. Geçmişe saplanmak. Bazen cimrilik.)
“Geçmişi bıraktığımda yenilik, tazelik, canlılık geliyor. Hayatın içimden akmasına izin
veriyorum.”

Kandidia: (Aşırı öfke ve düş kırıklığı. Kendini parçalanmış hissetmek. Tahakkümcü ve
ilişkilere güvenmeyen, alıcı bir kişilik.) “Olabileceğim her şeyi olmaya kendime izin veriyorum.
Hayatta en iyi şeylere layığım. Kendime de başkalarına değer veriyorum, takdir ediyorum ve
seviyorum.”

Kangren: (Marazi düşünceler. Zehirli düşüncelerin sevinci boğması.) “Şimdi uyumlu
düşünceleri seçiyorum.”

Kanser: (Derin acı. Uzun süre taşınan kırgınlık, sır, hüzün bedeni kemiriyor. Nefreti içine
gömmek.) “Geçmişle ilgili her şeyi sevgiyle affediyorum. Yaşamımı mutlulukla doldurmayı
seçiyorum. Kendimi seviyorum.”

Karaciğer: Öfke ve gazabın merkezidir.

- Sorunları: (Sürekli şikayet etmek. Kendini kandırmak. Haklı çıkmak için sürekli
başkalarında hata bulmak. Kötü hissetmek.) “Kalbim açık olarak yaşamayı seçiyorum.
Baktığım her yerde sevgiyi görüyorum.”

Karın ağrıları: (Korku, başlamış bir olayı, süreci durdurmak.) “Hayatın akışına güveniyorum.
Güvencedeyim”.

Karın ağrısı: (Zihinsel tahriş. Sabırsızlık. Çevreden duyulan rahatsızlık.) “Bu çocuk yalnızca
sevgiyi ve sevgi dolu düşüncelere karşılık veriyor. Her şey barış dolu.”

Kas Sorunları: (Aşırı korku. Herkesi ve her şeyi çılgın bir şekilde kontrol etme arzusu.
Güven duymanın derin ihtiyacı.) “Hayatta olmak güzel. Kendim olmak güzel. Kendime
güveniyorum.”

Kaşınma: (Akıntıya kürek çekme arzusu. Doyumsuz. Pişman.) “Bulunduğum noktada
huzurluyum. Arzu ve ihtiyaçlarımın karşılanacağını bilerek, iyiliğimi kabul ediyorum.”

Katarakt: (Geleceği olumlu görememek. Karanlık gelecek.) “Hayat sonsuzdur ve haz
doludur. Her ana heyecanla yaklaşıyorum.”

Kazalar: (İstediğini dile getirememe. Otoriteye karşı çıkma isteği. Şiddetle inanmak) “Bunu
yaratan düşünceyi aşıyorum. Huzurluyum, değerliyim.”

Kekemelik: (Güvensizlik. Kendini ifade yoksunluğu. Ağlamaya izin verilmemesi.)
“Düşündüklerimi ifade etmekte özgürüm. Kendimi güven ve sevgiyle ifade ediyorum.”

Kellik: (Korku. Gerginlik. Her şeyi kontrol altında tutmaya çalışma.) “Kendimi seviyorum ve
onaylıyorum. Hayata güveniyorum.”

Kemikler: Evrenin temel yapısını temsil ediyor.) “Dengeli ve sağlam yapılıyım.”

Kemik sorunları:

-Kırılma: (Otoriteye karşı tepki.) “Dünyamda kendimin efendisi benim. Düşüncelerim
yalnızca bana ait.”

-Deformasyon: (Zihinsel baskı ve gerginlik. Kasların ve düşüncenin esnekliğini
kaybetmesi.) “Hayatın nefesini dolu dolu içime çekiyorum. Hayatın akışına güveniyorum.”

Kısırlık: (Hayat sürecine duyulan korku ve direnç Ya da anne baba olmaya ihtiyaç
duymamak.) “Hayata güveniyorum. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru şeyi yapıyorum.
Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.”

Kızarıklık: (Gecikmelerden duyulan rahatsızlık. Dikkat çekmenin çocukça bir yolu.) “Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Hayatta her şey gerektiği zaman oluşuyor.”

Kistler: (Acı veren eski bir filmi tekrar tekrar seyretmek. Acıları beslemek. Sahte büyüme.)
“Zihnimin sinemaları güzel filmler gösteriyor. Çünkü ben seçiyorum. Kendimi seviyorum.”

Kistik Fibroz: (Hayatın size mutluluk getirmeyeceğine dair derin inanç. ‘Zavallı ben’.) “Hayat
beni, ben hayatı seviyorum. Hayatı dolu dolu ve özgür yaşamayı seçiyorum.”

Kollar: (Hayat deneyimlerini kucaklama kapasitesi ve yeteneği.) “Yaşadıklarımı kolaylıkla ve
zevkle, severek kucaklıyorum.”

Kolesterol: (Haz kanallarının tıkanması. Haz alma korkusu.) “Hayatı sevmeyi seçiyorum.
Haz kanallarım ardına kadar açık.”

Kolit: (Aşırı derecede katı ana babalar. Eziyet çekme ve yenilgi duygusu. Şefkate duyulan
büyük ihtiyaç.) “Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Mutluluğumu kendim yaratıyorum.
Hayatta ‘kazanan’ olmayı seçiyorum.”

Koma: (Korku. Bir şeyden veya birinden kaçmak.) “Seni sevgi ve güvenle kucaklıyoruz.
İyileşmen için ortam yaratıyoruz. Sen sevgisin.”

Konjunktivit: (Hayatta görülen şeylere öfke ve düş kırıklığı duymak.) “Sevginin gözleriyle
görüyorum. Uyumlu bir çözüm yolu var ve bu yolu kabul ediyorum.”

Koroner Trombos (kalp damarları tıkanıklığı): (Yalnızlık duymak ve korkmak. Yeterli
olmamak. Yeterince uğraşmamak. ‘Asla yapamayacağım.’) “Tüm hayatla birim. Evren beni
tümüyle destekliyor. Her şey harikulade.”

Kramplar: (Gerginlik. Korku. Sıkı sıkıya yapışmak.) “Zihnimi gevşetiyorum ve huzur dolu
olmasına izin veriyorum.”

Kronik hastalıklar: (Değişimi reddetmek. Gelecekten korkmak. Güvende hissetmemek.)
“Gelişmeye ve değişime hazırım. Şimdi güvenli yeni bir gelecek yaratıyorum.”

Kuduz: (Kızgınlık. Çözüm yolunun şiddet olduğu inancı.) “İçimde ve çevremde barış hüküm
sürüyor.”

Kulaklar: İşitme kapasitesini temsil ediyor. “Sevgiyle dinliyorum.”

Kulak ağrısı: (Kızgınlık. İşitmek istememek. Fazla kargaşa. Kavga eden ana baba.)
“Çevremde uyum var. İyi ve hoş şeyler işitiyorum. Sevginin merkeziyim.”

Kulak çınlaması: (Dinlemeyi reddetmek. İçimizdeki minik sese kulak vermemek. İnatçılık.)
Yüksek benime güveniyorum. İçimdeki sese sevgiyle kulak veriyorum. İçinde sevgi olmayan
her şeyi bırakıyorum.”

Kurdeşen: (Küçük, gizli korkular.) “Hayatımın her alanında barış var.”

L

Larenjit: (Öfkeden konuşamamak. Otoriteye kızgınlık. Konuşmaktan korkmak.)

“İstediklerimi rahatlıkla dile getiriyorum. Kendimi ifade edebiliyorum.”

Lenf Bezleri: (Aile çatışmaları, kavgalar. Çocuk istenmediğini hissediyor.) “İstenen, hoş
karşılanan ve çok sevilen bir çocuğum.”

Lösemi: (İlham ve yaratıcılığın hunharca yok edilmesi. ‘Ne yararı var?) “Geçmişteki
sınırlılığımı aşıp, şimdiki anın özgürlüğünü yaşıyorum. Kendim olmakla güvencedeyim.”

Menopoz sorunları: (Artık istenmemekten korkmak. Yaşlanma korkusu. Kendini
kabullenmeme.) “Hayatın tüm dönemlerinde dengeli ve huzurluyum. Bedenimi sevgiyle
kutsuyorum.)

Migren: (Köşede sıkışıp kalma duygusu. Cinsel korkular. (Migreni geçirmek için en iyi yol
mastürbasyondur.) “Hayatın akışına kendimi bırakıyorum. Hayat benim hayatım.”) “

N

Nasırlar: Katılaşmış kavram ve düşünceler. Somut korkular.) “Yeni düşünce ve yolları
görmek ve denemek güvenli. İyiye açığım.”

Nefes: Hayatı içimizde hissetme yeteneği.. “Hayatı seviyorum.”

Nefes Kokması: (Kızgınlık ve intikam dolu düşünceler.) “Geçmişime sevgiyle sünger
çekiyorum. Sadece sevgiyi dile getiriyorum.”

Nefes sorunları: Hayatı dolu dolu yaşamaktan korkmak. Yaşamda yeri olmadığını
hissetmek.) “Hayatı dolu dolu ve özgürce yaşamak en doğal hakkım. Sevilmeye layığım.
Hayatı dopdolu yaşamayı seçiyorum.”

Nefrit (Bright hastalığı): (Hiç bir şeyi doğru yapamayan bir çocuk gibi hissetmek.
Başarısızlık.) “Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Değerli ve yeterli bir insanım.”

O

Omurga: Hayatın esnek desteği. “Hayat tarafından destekleniyorum.”

Omurga eğriliği: (Hayata güvenmemek. Onursuzluk. Cesaretsizlik. Desteksizliğin korkusu.)
Korkularımı yeniyorum. Sevgiyle dik duruyorum. Bu, benim hayatım.”

Omurilik Menenjiti: (Aşırı aile uyumsuzluğu. Kızgınlık ve öfke dolu bir ortamda yaşamak.
Aşırı içsel karmaşa. Destek yoksunluğu.) Düşüncelerimde, bedenimde ve dünyamda barış
yaratmayı seçiyorum. Güvenliyim ve seviliyorum.”

Ö

Ödem: (Kimi yada neyi bırakamıyorsun?) “Geçmişi bırakıyorum ve özgürleşiyorum.”

M

Mide bulantısı: (Korku. Bir fikri ya da deneyimi kabul edememe.) “Güvendeyim. Hayatın
bana daima iyilikler getireceğine güveniyorum.”

N

Narkolepsi: (Her şeyden uzaklaşma isteği. Aşırı korku. Burda olmayı istememek.) “Kutsal
bilgeliğin gücüne ve rehberliğine güveniyorum.”

Nefrit: (Düşkırıklığı ve başarısızlığa gösterilen aşırı tepki.) “Hayatımda olması gereken şeyler
oluyor. Yeniyi kolayca kabule diyorum.”

P

Pamukçuk: “Dudaklardan dökülmesi engellenen çirkin, suçlayıcı sözcükler.) “Sevgi dolu
dünyamda yalnızca sevinç dolu deneyimler yaratıyorum.”

Pankreas: Hayatın tadını simgeliyor. “Hayattan tat alıyorum.”

Parmaklar: (Hayatın detaylarını simgeliyor. “Hayatın ayrıntılarıyla barış içindeyim.”

- Baş parmak: Akıl ve endişeyi simgeliyor. “Zihnim dingin.”
- İşaret parmağı: Ego ve korkuyu simgeliyor. “Güvendeyim.”
- Orta parmak: Kızgınlık ve cinselliği simgeliyor. “Cinselliğimle barış içindeyim.”
- Yüzük parmağı: Birlikte olma ve üzüntüyü simgeliyor. “Sevecen ve huzurluyum.”
- Küçük parmak: Aile ve sahte bir görünüm verme çabasını simgeliyor. “Hayat
ailesinde olduğum gibi görünüyorum.”

Parkinson hastalığı: (Korku. Herkesi, her şeyi aşırı kontrol etme arzusu.) “Güvende
olduğumu bilerek rahatım. Hayatım bana ait.”

Peptik ülser: (Yeterli olmama inancı. Başkalarını memnun etme kaygısı.) Kendimi
seviyorum ve onaylıyorum. Kendimle barışığım.”

Prostat sorunları: (Zihinsel korkuların erkekliği zayıflatması. Vazgeçmek. Cinsel baskı ve
suçluluk. Yaşlanma korkusu.) “Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Gücümü kabul ediyorum. Ruhum daima genç”

R

Rahim: Yaratıcılığın evini simgeliyor. “Bedenimle barışığım.”

Raşitizm: (Duygusal beslenme eksikliği. Sevgi ve güven yoksunluğu.) “Güvenliyim. Evrenin
ta kendisi olan sevgiyle besleniyorum.”

Romatizma: (Kurban. Hep haksızlığa uğradığını hissetmek. ‘Hep benim başıma geliyor.’
Sevgi yoksunluğu.) “Deneyimlerimi ben yaratıyorum. Kendimi ve başkalarını sevip
onayladıkça, gittikçe daha olumlu deneyimleri hayatımda yaratıyorum.”

S

Safra taşı: (Katı düşünceler. Lanetleme. Gurur.) “Geçmişi arkamda bırakmayı seçiyorum.”

Sağırlık: (Reddediş. İnatçılık. Tecrit. ‘Neyi işitmek istemiyorsun?’ ‘Beni rahatsız etme’.) “Yüce sesi dinliyorum. İşittiğim her şey bana zevk veriyor. Her şeyle birim.”

Saman Nezlesi: (Duygusal tıkanma. Zamanla yarış. Suçluluk.) “Hayatın BÜTÜNÜYLE
BİR’İM. Her zaman hayata güven duyuyorum.”

Sarılık: (İçsel ve dışsal önyargı. Dengesiz mantık.) “Kendim ve herkes için sevgi, anlayış ve
şefkat duyuyorum.”

Selülit: (Çocukluk anılarına takılı kalmak. Geçmişteki kötülükleri unutamamak. İlerlemekte
zorlanmak. Kendi yolunu çizme korkusu.) “Herkesi affediyorum. Kendimi affediyorum. Tüm
geçmiş acılarımı affediyorum. Özgürüm.”

Sırt sorunları – üst: (Duygusal destek yoksunluğu. Sevilmediğini hissetmek. Sevgiyi
göstermemek.) “Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Yaşam beni destekliyor ve seviyor.”

- orta: (Suçluluk. Sırta binen yükün altında ezilmek. “Sırtımdan in”.) “Geçmişimi
bırakıyorum. Yüreğimdeki sevgiyle hayatta ileriye doğru yol almayı seçiyorum.”
- aşağı: (Parasızlık korkusu. Ekonomik destekten yoksunluk.) “Hayatın kendisine
güveniyorum. İhtiyacım olan şey daima karşılanıyor.”

Siğil: (Küçük nefretler duyma. Çirkin olduğuna inanma.) “Tüm ifadesiyle hayatın sevgisi ve
güzelliğiyim.”

Sinir ağrısı (nevralji): (Suçu cezalandırmak. İletişim konusunda şiddetli üzüntü.) “Kendimi
affediyorum. Sevgiyle iletişim kuruyorum.”

Sinir krizi: (Ben merkezcilik. İletişim yollarını tıkamak.) “Yüreğimi açarak, açık ve sevecen
iletişim kuruyorum.”

Sinirlilik: (Korku, evham, mücadele, acelecilik. Hayata güvenmemek.) “Sonsuzluğun içinde
yolculuk yaptığımı biliyorum. Her şeye zaman var. İçtenlikle iletişim kuruyorum.”

Sinüs sorunları: (Çok yakın bir insandan tedirgin olmak.) İçimde ve çevremde huzurlu ve
uyumlu bir ortam var.”

Sivilce: (Kendini kabul etmemek. Kendinden hoşnut olmamak.) “Hayatın kutsal bir
ifadesiyim. Kendimi şu anda olduğum gibi seviyorum ve kabul ediyorum.”

Siyah noktalar: (Kirli ve sevgisiz hissetmek.) “Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.”

Soğuk algınlığı: (Aynı anda birden çok şeyin birden olması. Zihinsel karışıklık. Küçük
incinmeler. “Her kış üç kez soğuk algınlığına yakalanırım” türünden inançlar.) “Gevşemeye
ve düşüncelerimin berraklaşmasına izin veriyorum. İçimde ve çevremde berraklık ve uyum
var.”

Ş

Şişmanlık: (Korunma isteği. Aşırı duyarlılık.) “Kutsal sevgiyle korunuyorum ve güven
duyuyorum.”

T

Tetanoz: (Kızgın, yiyip bitiren düşüncelerden kurtulma isteği.) “Yüreğimdeki sevginin tüm
bedenimi ve duygularımı yıkamasına ve iyileştirmesine izin veriyorum.”

Tırnak Yemek: (Çaresizlik ve düşkırıklığı. Kendini yemek. Anne babaya öfke duymak.)
“Büyümeyi seçiyorum. Artık kendi hayatımı kolaylıkla ve zevkle idare ediyorum.”

Timus: Bağışıklık sisteminin temel guddesi. ‘Herkes bana zarar vermeye uğraşıyor. Hayat
bana saldırıyor.’ Sevecen düşüncelerim bağışıklık sistemimim güçlendiriyor. İç ve dış
dünyamda güvenliyim. Sevgiyle iyileşiyorum.”

Tiroid: (Aşağılanmak. ‘İstediğim hiç bir şeyi yapamıyorum. Bana sıra ne zaman gelecek?)
“Eski sınırlılığımı aşıyorum ve kendimi özgürce, yaratıcılığımla ifade ediyorum.”

Tüberküloz: (Bencillikle kendi kendini yok etmek. Hükmedici sabit düşünceler. Öç alma
ihtiyacı.) “Kendimi sevdikçe ve onayladıkça, daha zevkli, huzurlu, barışçıl bir dünya
yaratıyorum.”

U

Uçuk ve kabarcıklar: (Kırgınlık. Duygusal korunma yoksunluğu.) “Hayatın akışında, her yeni
deneyime kolaylıkla uyum sağlıyorum.”

Uykusuzluk: (Korku. Hayat sürecine güvenmemek. Suçluluk.) “Günü ardımda bırakıyor,
huzurlu bir uykuya dalıyorum. Yarın yeni bir gün ve çözümleriyle geliyor.”

Uyuşma: (Başkalarını umursamamak. Sevgi vermemek. Zihinsel duyarsızlık.) “Duygularımı
ve sevgimi paylaşıyorum. Herkesin sevgisine karşılık veriyorum.”

Uyuz: (Başkalarının fazla etkisinde kalmak.) “Hayatın yaşayan, seven, haz dolu bir
ifadesiyim. Benim, kendi kişiliğim var.”

Ü

Ülser: (Korku. Yetersiz olduğuna dair duyulan güçlü inanç. Sizi ne yiyip bitiriyor?) “Kendimi
seviyorum ve onaylıyorum. Barış ve huzur doluyum.”

Ürperme: (Zihinsel kasılma. Geriye çekilme. Uzaklaşma arzusu. Beni yalnız bırak.) “Her
zaman emniyetteyim ve güven içindeyim. Sevgi beni kuşatıyor ve koruyor.”

V

Varis: (Bulunduğun durumdan nefret etmek. Cesareti yitirmek. Aşırı yük taşıdığını hissetme.)
Hayatı seviyorum ve özgürce hareket ediyorum.”

Vitiligo(ciltte beyaz noktalar): (Ait olmama. Kendini her şeyin dışında hissetmek. Bir gruba
dahil hissetmemek.) “Hayatın tam merkezindeyim. Herkese ve her şeyle sevgiyle bağlıyım.”

Y

Yanma: (Kızgınlık. Küplere binmek.) “Sevgi ve coşku doluyum.”

Yanıklar: (Kızgınlık. Alev alev öfke.) “İçimde ve çevremde barış ve uyum yaratıyorum. İyi
hissetmeyi hak ediyorum.”

Yaşlılık sorunları: (Toplumsal inançlar. Eski düşünceler. Kendim olma korkusu. Şimdiyi
reddetmek.) “Her yaşta kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Hayatın her anı mükemmel.”

Yatağı ıslatma: (Ebeveyn korkusu. Genellikle baba.) “Bu çocuğa sevgi, şefkat ve anlayışla
bakıyorum.”

Yılancık: (Başkalarının hayatına çok fazla karışmasına izin vermek. Kendini yeterince temiz
ve iyi bulmamak.) “Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Hiç kimsenin, hiç bir şeyin üzerimde
gücü olmasına izin vermiyorum.”

Yirminci yaş dişi: (Sağlam bir temel yaratmak için gereken zihinsel hazırlığı yapmamak.
“Bilincimi, hayatın genişletmesine açıyorum. Gelişmek ve değişmek için hazırım. Ve bol
imkanım var.”

Yumurtalıklar: Yaratıcılık noktası. “Yaratıcılığımı dengeliyorum.”

Yüz: Dünyaya gösterdiğimizi temsil ediyor. “Kendimi olduğum gibi ifade ediyorum.”

Z

Zatürree: (Umutsuz. Hayattan bıkkınlık. Duygusal yaraların iyileşmesine izin verilmemesi.)
“Yeni düşünceleri kabul ediyorum. Bu an, yeni bir an.”

Zona: (Korku ve gerginlik. Aşırı duyarlılık.) “Dinginim ve huzurluyum. Çünkü hayatın akışına
güveniyorum.”

Louise Hay

10 Ağustos 2014 Pazar

Epifiz Bezi : Üçüncü Gözümüz

EPİFİZ BEZİ ÜÇÜNCÜ GÖZÜMÜZ İNSANLIK TARİHİNDEKİ EN BÜYÜK ÜSTÜ ÖRTÜLEN GERÇEK
Kozalaksı bez, beyin epifizi, 3.göz diye de tanımlanan epifiz bezi, vertebre-omurgalı beyindeki küçük bir endokrin-içsalgı bezidir. Epifiz bezi, uyku-uyanma modülasyon kalıpları,mevsimsel fonksiyonları etkileyen seratoninin türevi olan melatonin hormonu üretir. Epifizin şekli küçük çam kozalağına benzer ve beynin iki yuvarlak talamik lobu arasında, beynin orta yerinde yer alır.
Sır: Onlar sizin BİLMENİZİ neden istemiyor?!epifizbezi (1)
Her bir insanın epifizi ya da üçüncü gözü ruhani alem frekansına aktive olabiliyor ve sizi herşeyi bilen-alim ve tanrısal bir haz yaşamanızı ve etrafınızdaki her şeyle bütünleşip, teklik hissini duymanızı sağlar.Epifiz bezi bir kere meditasyon, yoga ya da çeşitli ezoterik, okült metodlarla uyumlanıp, ayarlandığında, popüler olarak bilinen astral seyahat ya da astral projeksiyon ya da uzaktan seyr şeklinde kişiyi diğer boyutları seyre geçirir.
Daha ileri düzey çalışmalar ve çok eski metodlarla, fiziksel dünyadaki insanların düşüncelerini ve davranışlarını kontrol etmek mümkündür. Evet, biraz garip ama Amerika Birleşik Devletleri, eski Sovyetler Birliği hükümeti ve çeşitli gölge organizasyonlar bu çeşit araştırmaları uzun yıllardır yapmaktalar ve hayal edemeyeceğiniz kadar da başarılı olmuşlardır.
Epifiz bezi, Roma’da katolizmde temsil edilmektedir; epifizi sanatsal olarak çam kozalağı şeklinde resmederler.Eski çağlardaki toplumlarda, özellikle Mısır ve Romalılar epifiz bezinin yararlarını biliyor ve bunu geniş sembolojilerinde göz semboli ile sembolize ediyorlardı.
Epifiz bezi ayrıca Amerikan dolarının arka yüzünde “herşeyi gören göz” şeklinde yer alır ve bu, bireye ya da bireylerden oluşan gruplara epifizlerini kullanmaları ve diğer taraf olan sipiritüel aleme geçmeleri ve fiziksel alemde neler olduğunu, neler düşünüldüğünün hepsini bilip, insanların düşünce ve davranışlarını kontrol etmeleri için bir referans niteliği taşır.
Bu zamana kadar yapılan pek çok araştırma, gecenin belirli saatleri olan gece 1 ile 4 arasında beyinde salgılanan kimyasalların, kişinin derinindeki kaynağa bağlanarak bütünlük, teklik hissine yol açtığı doğrulanmıştır.
Komplo: Epifiz Bezinizi nasıl öldürüyorlar?
1990ların sonlarında, Jennifer Luke adlı bir bilim adamı, sodyum floridin epifiz üzerindeki etkileri konusunda ilk çalışmaları başlatmıştır. Luke,beynin orta yerinde bulunan epifiz bezinin, florid için bir hedef olduğunu bildirdi.Epifiz bezi,bedendeki kemikler de dahil diğer fiziksel maddelerden daha fazla floridi absorbe etmekte, emmekteydi.
Epifiz bezi tıpkı bir mıknatıs gibi sodyum floridi çeker. Bu da epifizin kireçlenmesine ve bedendeki tüm hormonal işlemin etkin bir şekilde dengelenmesine engel olur.
Daha sonra yapılan çeşitli araştırmalar da sodyum floridin beyindeki en önemli bezde absorbe edildiğini kanıtlamıştır.Sodyum florid, beynimizdeki en önemli salgı bezimize saldırıda bulunmaktaydı.Sodyum florid, yiyeceklerde, içeceklerde, banyolarda,içme sularında bulunur. Sodyum florid, Amerika’daki içme sularının %90′ına konmaktadır. Marketlerde satılan su filtreleri floridi filtre etmez, sadece tersine ozmoz ya da su damıtma ile filtrelenebilir. Bunun en ucuz yolu da bir su tamıtıcısı almaktır.
Sudaki,pepsi, kola, yiyeceklerdeki Sodyum florid gerçek anlamda kitleleri aptallaştırır.Naziler ve Ruslar, konsantrasyon kamplarında kampta bulunanları otoritenin sözünü dinleyen ve otoriteyi sorgulamayan bir hale getirmek için sularına sodyum florid katmışlardır.
Ben bir komplo teoristi değilim ama eğer ruhun tohumunu alırsanız, bu bizi tanrı ve içimizdeki güç ve ruhaniyetin bir olduğu tekliğinden kopartır ve bizleri gizli toplulukların, gölge organizasyonların ve çılgına dönmüş kurumsal dünyanın sıradan köleleri haline getirir.
Yazıma bir alıntı ile son vermek istiyorum…
Sırf duydunuz diye herhangi bir şeye inanmayın. Sırf pek çokları tarafından konuşuluyor ya da dile getiriliyor diye herhangi bir şeye inanmayın. Sırf dini kitaplarınızda bulunuyor diye körü körüne inanmayın. Sırf öğretmenleriniz ya da büyükleriniz dedi diye inanmayın. Geleneklere inanamayın.Çünkü onlar pek çok jenerasyondan beri süregelmekte.Ama gözlemler ve analizler sonucunda, bir nedenden dolayı oluşan bir şey tespit edersen ve bu da bir şeye hizmet eder ve birisinin ya da herkesin yararına olursa o zaman kabul et ve bu kabul ettiğini yaşa!
Budda.

7 Ağustos 2014 Perşembe

OLUMLAMA METODLARI



Affirmasyon (onaylama) nedir hepimiz biliyoruz. Gerçekleşmesini istediğimiz cümleleri tekrarlayıp bunları bilinçaltımıza inandırmaktır ..
Daha önce affirmasyonları kullandınız mı? Aynı cümleyi tüm gün boyunca tekrar tekrar söylemek sadece zihninizde kuşku uyandırır ve bilinçaltınız her söylediğiniz affirmasyonları reddeder.
Bilinçli zihin: Toplumda kendime güvenli davranırım.
Bilinçaltı zihin: Hayır aptal geçen sefer komik duruma düştüğün anı hatırla tabii ki kendine güvenli değilsin” der..
Bilinçli zihin Her gün daha zeki oluyorum.
Bilinçaltı zihin: Tabii ki değil aptal Sadece ortalama zekâdasın ve yerini bil der
Bu nedenle bilinçaltınız kendisi ile çelişen affirmasyonlar ile çalışmaz.
Sadece bilinçaltı zihninizle çelişmeyen affirmasyonlar işe yarar.
Şimdi ben zenginim deyin. Ne oldu içinizdeki ses haklısın sen zenginsin dedi mi? Yoksa neren zengin borçlar diz boyumu dedi.
Affirmasyonların problemi genelde birçoğu bilinçaltı zihin ile çeliştiği için çok kişide çalışmamasıdır. Neden? Çünkü gerçekten inanmadığınız bir şeye kendinizi ikna etmeye çalışıyorsunuz.
Hiçbir affirmasyonu çok uzun ve sık kullanıp ta sonuçta hiç bir şey olmadığını gördünüz mü ?
Antropolojistlere göre insanlar anlam yapıcıdır başka bir deyişle insanlar kendi kendine soru soruculardır. Araştırmalar insan beyninin sürekli soru sorma ve cevap alma durumunda olduğunu göstermiştir.
Mesela size “neden gökyüzü mavidir?” desem zihniniz hemen bunun cevabını araştırmaya başlar.
Eğer insan zihni sürekli soru sorup cevap arıyorsa neden inanmadığımız pozitif kelimeleri söyleyip duruyoruz.?
Bunun yerine neden kendimize güçlendirici sorular sormuyoruz.?
Bu sorular onlara cevap vermek yerine bizim düşünce kalıplarımızı negatiften pozitife dönüştürecekler.
“Ben zenginim” cümlesini alalım ben zenginim dediğinizde bilinçaltımız buna inanmıyor. Öyleyse bunun yerine güçlendirici sorular soralım “neden bu kadar zenginim? “
Sorun şimdi kendinize “neden bu kadar zenginim.”?
Şu anda beyniniz ne yapıyor biliyor musunuz? Bu soruya cevap arıyor.
Sorularımızı değiştirdiğimizde içimizdeki gücün neler yapabileceğini hayal bile edemeyiz..
İşte bu metoda '' AFFORMASYON '' metodu denir.
Hayatınızı değiştirecek afformasyonları yaratmanın 4 adımı.
1. Adım: Hayatınızda olmasını istediğiniz şeyi kendinize sorun ..
Daha önce bir hedefiniz varsa onu da hedefinizi kullanabilirsiniz.
Diyelim kilo vermek istiyorsunuz ve affirmasyonunuz “ben kolayca ve sağlıklı olarak ayda 5 kilo veriyorum” olsun...
2. Adım : Şimdi gerçekmiş gibi düşündüğünüz ve istediğiniz şey için bir soru yaratın .. İstediğinizi şeyin doğru olduğunu farz ettiğiniz bir soru yaratmak afformasyonların anahtarıdır.
Hayatımız yaptığımız varsayımların yansımasıdır. Bu nedenle afformasyon metodu içinizdeki dünya ile iletişiminizdir. Afformasyonlar içinizdeki dünya ve dışınızdaki dünya ile iletişimizi hemen değiştiren gördüğüm en etkili yöntemdir. Şimdi afformasyonumuzu söyleyelim “Neden bu kadar kolay ve sağlıklı olarak ayda 5 kilo veriyorum.”
3. Adım : Soruya odaklanın ..
Afformasyonların önemli noktası sorulara cevap aramamaktır. Bunun yerine daha iyi sorular sormaktır.Daha iyi sorular sorduğunuzda zihniniz otomatik olarak sahip olmadıklarınız yerine sahip olduklarınıza odaklanır..
Bir kere kolay ve sağlıklı olarak kilo vermeye odaklandığınızda kendiliğinden yemenize dikkat edeceksiniz.
4. Adım: Hayatınızın bu yeni varsayımına göre yeni eylemler yapmalısınız.
Daha önce kilo verme programlarını uyguladığınızda bilinçaltınız bunun olacağını varsaymıyordu ve öyle oluyordu. Ama afformasyon metodunu uygulamaya başladığınızda göreceksiniz bilinçaltınız kilo vermeyi varsaymaya başlayacak ve siz yeni eylem programı yapacaksınız.
En az önümüzdeki 21 gün boyunca her sabah uyandığınızda kendinize değişik türde sorular sormalısınız ve yatmadan önce ve gün boyunca aklınıza geldiğinde bu soruları kendinize sormaya devam edin.
Güvensizlik Korkusu için;
Yaşamın akışına güveniyorum.
Her ne oluyorsa benim için en güzel şekilde gerçekleşiyor.
Ben kendime güveniyorum.
Ben tüm insanlara güveniyorum.
Ben her halimle güvendeyim ve bunun için şükrediyorum.
Gelecek Korkusu için;
Geleceğimin güzelliklerle dolu olduğunu biliyorum
Geleceğimi sevgiyle kucaklıyorum
Geleceğimin sağlıklı, varlıklı ve iç huzurlu olduğunu biliyorum ve bunun için şimdiden teşekkür ediyorum.
Yetersizlik Korkusu için;
Ben her halimle her konuda yeterliyim.
Kendi iç gücüme inanıyor ve hayatımın her alanında yeterli olduğumu biliyorum.
Her halimle yeterli olduğum için teşekkür ediyorum öz benliğime ve evrene.
Çaresizlik Korkusu için;
Ben her zaman her şeyin çaresini bulurum,
Her şeyin bir çözümü vardır ve ben daima en kolay çözümleri bulurum
Benim zihnim her şeyin çaresini bulacak kadar güçlüdür.
Değersizlik Korkusu için;
Ben her halimle, olduğum gibi, tüm özelliklerimle değerliyim.
Ben biricik ve tekim benden başka bir ben daha yok bu evrende.
Ben her halimle özelim, her halimle güzelim ve çok değerliyim.
Kendi değerime sahip çıkıyorum ve bu yüzden kendimi takdir ediyorum.
Güçsüzlük Korkusu İçin;
Ben kendi gücüme güveniyorum ve sahip çıkıyorum.
Ben her halimle güçlüyüm ve bu yüzden kendimi takdir ediyorum.
Evrenin gücünü içimde hissediyorum
Ben ne zaman neyi istersem yapabilecek güce sahibim.
Hastalık Korkusu için;
Ben her halimle sağlıklıyım
Benim hücrelerim, organlarım, hormonlarım ve bedenim çok sağlıklı.
Aldığım her nefeste hücrelerim gençleşiyor ve sağlığım her zamankinden daha iyiye gidiyor.
Ben sağlıklı gıdalarla besleniyorum ve sağlıklı yaşıyorum.
Ben sağlıklı yaşamayı seçiyorum ve bedenime değer veriyorum.
Kaybetme Korkusu için;
Ben elimdekilerin değerini biliyorum ve şükrediyorum
Ben sahip olduklarımı özgürce seviyorum
Sevilmeme Korkusu için;
Ben sevmesini bilen ve sevgisini gösterebilen biriyim bu nedenle sevgilerin en güzelini hak ediyorum.
Ben kendimi seviyorum, ben tüm canlıları seviyorum bu nedenle hayat bana sevgisini armağan ediyor.
Tüm insanlar tarafından seviliyorum çünkü bunu hak ediyorum.
Parasız Kalma Korusu için;
Evren bolluk içinde, evrenin bolluğu bana akıyor, maddi, manevi zenginlik içerisindeyim, para bana çoğalarak geliyor.
Arzu ettiğim her şeye uygun olan en güzel zamanda sahip oluyorum.
Ben çok parayı ve varlıklı yaşamı hak ediyorum.
Kilo Verememe Korkusu
Kilo verebilirim
* Kilo veriyorum.
* Ben inceyim.
* Doğallıkla kilo veriyorum.
* Şu andan itibaren her zaman ince olacağım.
* Ben her zaman inceyim, tutarlı kilodayım.
* Her gün daha da inceliyorum.
* Her gün kilo veriyorum.
* Her zaman sağlıklı besleniyorum.
* Sonsuza dek ince kalacağım.
* Sadece sağlıklı gıdalar yiyorum.
* Kilo vermek için iradem ve güçlü arzum var.
* Başarıyı amaçlıyorum.
* Ben kilo hedefime ulaşacağım.
* Kilo vermek için motivasyonum var.
* Kilo vermek kolay.
* Kilo verme sürecinden keyif alıyorum.
* Metabolizmam hızlanıyor.
* Kalorileri çabucak yakıyorum.
* Sağlıklı gıdalar yemekten keyif alıyorum
* Sağlıklı bir diyet yapıyorum.
* İncelmek kolay.
* İnsanlar ince bedenimi seviyor.
* Kilo vermeyi seviyorum.
* İnce bedenimi seviyorum.
* Bedenime dikkat ediyorum.
Kendinle Barışık Olma için olumlaralar..
Yaradanım tüm ihtiyaçlarımın tükenmez ve sınırsız kaynağıdır.
Kendimi ve yaptıklarımı sevgi ile görüyorum, Emin ellerdeyim.
Kendimi hayatın akışına bırakıyorum. Sevgiyle iletişim kuruyorum.
Kendi merkezimdeyim, sakinim ve dengeliyim. Evren beni onaylıyor, her şey yolunda.
Hayatın tüm ihtiyaçlarımı kolayca ve rahatça sağlamasına izin veriyorum.
Yüksek Benliğime güveniyorum. Sağlık, zenginlik ve mutluluk hayatımı sürekli olarak Renklendirir, Ben her bakımdan zengin ve başarılı biriyim.
Sağlığım her açıdan mükemmel. Hayatıma neşe, sevgi, samimiyeti davet ederim.
Sevgi sürekli olarak beni sarmalar. Ben sevilen, neşeli bir insanım.
Yaratıcılığımı kolayca ve coşku ile ifade edebiliyorum.
Hayatımda sürekli olarak hayırlı fırsatlar ve durumlarla karşılaşırım.
Yeni öğreti ve bilgileri kolayca ve zevkle özümseyebiliyorum.
Sonsuz zenginlikler şimdi hayatıma özgürce akıyor.
Hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum, İyi olan her şey bana kolayca geliyor.
Kendimi bütünüyle, olduğum gibi seviyor ve takdir ediyorum, Kendimi özgürce, tam Anlamı ile ve kolayca ifade ediyorum. Doğal bir biçimde öğreniyor, aydınlanıyorum.
Kendi hayatımın efendisiyim. Sevmeyi ve sevilmeyi seviyorum.
Tüm duygularımı bir parçam olarak kabul ediyorum. Her şey hayatımın iyiliği için Birlikte çalışıyor. Hayatımın yüce planı ile uyumlu yaşıyorum.
Kendim olmaktan mutluyum, Yeterliyim.
Burada ve şimdiyi kabulleniyorum, Kendimi seviyorum ve hayatıma sevgi dolu ilişkileri Çekiyorum. Bana içsel bilgeliğim rehberlik yapıyor. Yeni bir başlangıç yapmayı hak ediyorum.