Günün Sözü

"Sen ey tanrılar alevi ey eliziyum kızı Biz mabedine gideriz mest olmuş halde senin Adetin ayırdığı şeyler hep sihrinde gizlenir Daima kardeş olur insanlar gölgende senin Medeniyet insanlığa güneş gibi nur saçar Bilgimizin ışıkları karanlıkta yol açar Bu yol bizi mutluluğun kucağına götürür Neş’e ile bağlı dostluk insanlığı yürütür Kardeş olun ey insanlar bunu ister tanrımız Bu dünyada her şey geçer en son sana dost kalır İnsanlığa doğruluğa göğsünü aç korkmadan Hür doğmuştur insanoğlu hür yaşamak hakkıdır"

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Eğil ve İç



Einstein Londra'ya bir gidişinde, yanına kemanını da almıştı. Onu karşılayan arkadaşı, kemana bir göz attıktan sonra sordu:
"Keman çalmayı sonunda becerebildin galiba?" dedi.
"Öğrenebilmek için ne kadar uğraştığını bilirim…"


Einstein başını iki yana salladı:
"Hayır dostum, hâlâ öğrenemedim doğru dürüst çalabilmeyi" dedi.
"Keman öğretmenim bendeki sorunun, sayı sayabilmeyi bilmemek olduğunu söylüyor."
*
Matematik dâhisi Einstein, keman çalabilmeyi öğrenebilmesi için her şeyden önce, belirli bir tempoda sayı sayabilmeyi öğrenmesi gerektiğini biliyordu. Bir yandan bu konudaki yeteneksizliğine gülerken, bir yandan da bir ilköğretim okulu öğrencisi gibi temrinler yaparak, sayı saymayı öğrenmeye başladı.
*
Bu yöntemi Einstein, daha sonra bir yaşam biçimi olarak benimsedi ve tüm yaşamı boyunca yeni birşeyler öğrenebilmek için hep, önce "aşağılara eğilme" yöntemini uyguladı.
*
Gezilerimden birinde, kaldığım bir otelin girişinde bir "musluksuz çeşme" görmüştüm. Çeşmenin üstünde, "Eğil ve İç" sözcükleri yazılıydı. Su içmek isteyen bir kişi, bu musluksuz çeşmeye yaklaşıyor, hafifçe eğiliyor ve o anda birden otomatik olarak akmaya başlayan suya ağzını dayayarak, içebildiği kadar su içiyordu. "Eğil ve İç".
*
Bu çeşmeyi ve üstündeki iki sözcüğü görür görmez, Einstein'ın bu konudaki yaşam ilkesini anımsadım. Yalnızca susuzluğu gidermek için değil, bilgisizliği gidermek için de geçerli bir yöntemdi, "Eğil ve İç"… Özellikle bilgi çeşmesi karşısında uygulanması gereken bir yöntemdi bu.
*
Albert Einstein gibi zeki ve bilge kişiler, ancak şu iki önemli noktanın ayırdına varabildikten sonra yeni bilgiler öğrenebileceklerini bilirler:
1) Bilmeleri gereken herşeyi henüz bilmiyorlardır.
2) Yeryüzünde kimi kişiler, bildiklerini başkalarıyla paylaşmaktan mutluluk duymaktadırlar ve isteyen kişilere bu bildiklerini, gönüllü olarak öğretmeye hazırdırlar.
*
Bir bilgenin bilgilerine ortak olabilmemiz için yalnızca şu alçakgönüllü davranışı yapmamız, bizim için yeterli olacaktır: "Eğileceğiz ve İçeceğiz"…
*
*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder