
“TANRI İLE SOHBET’den bir kesit. Film’i izleyin ama önemli olan kitaplar. Okumanızı tavsiyedir….”
Birçok
soru sordun
öfkelisin.
Şimdi ben sana soruyorum. Sorduğun soruların cevaplarını almaya hazır mısın?
Yoksa sadece rüzgâr mı yapıyorsun?
Ben herkesle konuşurum,
her zaman ve kendi sesleriyle…
Önemli olan kimin dinlediğidir.
En yüksek zirvelerdeki haykırışlardan, en dipteki fısıltılara kadar.
Bu gerçek, insanların yaşadığı tecrübe koridorlarında ezelden beri yankılanır.
Cevap sevgidedir.
öfkelisin.
Şimdi ben sana soruyorum. Sorduğun soruların cevaplarını almaya hazır mısın?
Yoksa sadece rüzgâr mı yapıyorsun?
Ben herkesle konuşurum,
her zaman ve kendi sesleriyle…
Önemli olan kimin dinlediğidir.
En yüksek zirvelerdeki haykırışlardan, en dipteki fısıltılara kadar.
Bu gerçek, insanların yaşadığı tecrübe koridorlarında ezelden beri yankılanır.
Cevap sevgidedir.
Sizler
Tanrı’ya bir ebeveyn rolü biçtiniz. Ve Tanrı’dan ödüllendiren ya da
cezalandıran bir yargıç yarattınız. Sevginin etrafını korku tabanlı bir
gerçekle çevrelediniz. Bu korku tabanlı sevgi gerçeği sevmekle ilgili
tecrübelerinize hükmetmeye başladı. Doğru olanı yapmak için ihtiyaç duyduğun
şey bu mu? Korku mu? İyi olman için tehdit edilmen mi gerekiyor? Hem iyi olmak
dediğin nedir ki, bu konuda son sözü kim söylüyor? Sana şunu söyleyebilirim;
kendi kurallarını sen belirlersin, doğruları sen koyarsın. Sevgi her zaman var.
Evet, bunu daha önce de duydun. Bunun hayatında bir tampon olmasını bile
söyledin. Ama zorlu zamanlarda, dertli günlerde korku ve endişeye kapılıp,
unutmayı seçtin. Yapman gereken basit bir soruyu cevaplamaktı; sevgi şimdi neyi
değiştirir? Hayatı beklentilere boğulmadan yaşamak, belli sonuçlar almaya
muhtaç duymamak. Özgürlük budur.
Unutma,
sen sürekli olarak kendini baştan yaratıyorsun. Her anında kim ve ne olduğuna
karar veriyorsun. Buna kim ve ne olmak istediğinle ilgili geniş bir seçenek
demetinden karar veriyorsun. Sana sevgiyle ilgili sorduğum soruyu hatırlıyor
musun? Elbette. Bu soruyu cevapla, ben orada olacağım. Daima ve her anlamda.
Acılar
yaşanan olaylarla değil, kişinin verdiği tepkilerle ilgilidir. Yaşanan her ne
ise sadece yaşanıyordur. Bizim ne hissettiğimizse başka bir konu. İstediğin her
şeye sahip olmazsın. Bu doğru. Çünkü bu sende olmayan bir şey ve sen bunu
sadece istediğin şeyi gerçeğe dönüştürmede kullanacağın için bir tecrübe olarak
istiyorsun. Sunduğum fırsatlardan yararlanamadığın için seni cezalandırmam
gerekir mi? bu beni, Tanrı’yı, yargılamayı görev edinmeden önce kendine sorman
gereken bir soru.
Kendimi
göstermem için bana sayısız kereler yalvardın. Kendimi açıklamamı, göstermemi
istedin. Bu istediğini şimdi asla yanlış anlamayacağın bir yalınlıkla
yapıyorum. Ben buradayım, bu evde, bu an.
Şimdi
içindeki Tanrı’ya her zamankinden fazla uzanma zamanı. Bu senin aklını huzura
kavuşturacak ve o huzurlu akıldan büyük fikirler türeyecek. Kendinde olduğunu
hayal edebileceğin en büyük sorunlara çözüm olacak fikirler.
Sen
beni yanlış anladın. Ama kendini de yanlış anladın. Ben senin mutlu olmandan
başka bir şey istemiyorum. Ama sen kendini benden aşağıda görüyorsun. Oysa
gerçekte hepimiz biriz. Hiç birimiz farklı değiliz. Ben sadece kendim için
istediklerimi istiyorum, ne az ne çok. Dünyevi başarılarınla da hiç
ilgilenmiyorum. Sadece seni düşünüyorum. Hayatını kazanmak senin için bir
endişe olmamalı. Gerçek efendiler hayatı kazanmak yerine onu yaşamayı
seçmişlerdir. Durma, gerçekten ne istiyorsan onu yap. Başka bir şey yapma,
zamanın çok sınırlı. Yapmak istemediğin şeyler yaparak zaman kaybetmeyi nasıl
düşünebilirsin? Bu yaşamak değildir, bu ölümdür.
Kendini
asla terk edilmiş hissetme. Ben hep seninle olacağım. Senden vazgeçmem, senden
vazgeçemem. Seni ben yarattım. Sen benim ürünümsün. Kızım, oğlum, varoluş
nedenim ve benliğim. Bu yüzden hep bana sığın. Benim sana verdiğim huzurdan
hissettiğin her yerde ve her zaman. Hep orda olacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder