
“Bilinçaltı düşüncelerimiz bilince çıkmadıkça karşımıza kader
olarak çıkar.” demiş Jung.
Buzdağının
görünmeyen yüzü bilinçaltımızın, almış olduğumuz kararlarda, davranış ve
tutumlarımızda bizi ne kadar etkilediğinin farkında mıyız?
Gizli
kalmış korkularımızın, arzularımızın, travmatik anılarımızın larvalarını
bıraktığı bu gizemli yerin kapılarını hala tam olarak açmayı başarmış değil
insanoğlu.
Ancak,
her ne kadar çalışma prensiplerini keşfedememiş olsak da, bir insanın
bilinçaltının nasıl etkilenebileceği ile ilgili bilimsel yöntemlerin uygulandığı
bilinmektedir.
Bilinçaltımız
bizim kontrolümüze bırakılmayacak kadar değerli bir hazine. Bu yüzden, tamamen
savunmasız olan bilinçaltımız, günümüzde iştah kabartıcı bir hedefe dönüşmüş
durumdadır.
Eşikaltı
Büyücüleri, bu hedefin nasıl ele geçirildiğini resimli ve açıklamalı örneklerle
anlatan etkileyici bir kitap.
Kitapda
beynin, gün içinde karşılaştığı binlerce mesajı hızla unuttuğu, ancak üç tür
mesajı ise unutmadan bilinçaltına nasıl yerleştirdiğini anlatmaktadır. Bu
mesajlar: Dehşet, seks ve ölümdür.
“Bilinçaltı
doğası bunlara hayır diyemez. Bunları reklamda ve propagandada çok açık
kullanma şansı yoktur. Öyleyse en iyi teknik, görüntülerin içine gizlice
yerleştirmektir. Buradaki ana yöntem görünmesi için saklamaktır. Teknik
ilk anda gözünüzün görmemesi ama bilinçaltınızın fark etmesi üzerine kuruludur.
O yüzden reklamlardaki görüntüler flu, yorumlanamaz, tam olarak
nitelendirilemez ve ispatlanamaz olarak kullanılır.”
Profesyoneller
tarafından gizlice ve ustaca beyne enjekte edilen bu mesajlar, biz farkında
olmadan davranışlarımızı, bakış açımızı ve karar verme mekanizmalarımızı
derinden etkiler. Fark etmediğimiz ancak bilinçaltımızın etkilendiği bu
mesajlar, bizi aslında olmadığımız bir şeye dönüştürür. Yeni savaş alanı insan
zihnidir. İnsan zihnini ve bilinçaltını ele geçiren, dünyayı ele geçirme gücüne
de sahip olacaktır.
Tercihlerimizi,
yaşam tarzımızı ve kararlarımızı, onayımız olmadan etkileme amacında olan bu
güce karşı koyabilmek için Eşikaltı Büyücüleri’nin mutlaka okunması gerektiğine
inanıyorum.
Kitabı
okuduktan sonra hiçbir afişe, reklama ya da propagandaya eskisi gibi
bakamayacaksınız.
Evet,
“sermayenin bilinci tecavüze uğramış zombileri olmamak için uyanın” diyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder