Günün Sözü

"Sen ey tanrılar alevi ey eliziyum kızı Biz mabedine gideriz mest olmuş halde senin Adetin ayırdığı şeyler hep sihrinde gizlenir Daima kardeş olur insanlar gölgende senin Medeniyet insanlığa güneş gibi nur saçar Bilgimizin ışıkları karanlıkta yol açar Bu yol bizi mutluluğun kucağına götürür Neş’e ile bağlı dostluk insanlığı yürütür Kardeş olun ey insanlar bunu ister tanrımız Bu dünyada her şey geçer en son sana dost kalır İnsanlığa doğruluğa göğsünü aç korkmadan Hür doğmuştur insanoğlu hür yaşamak hakkıdır"

18 Ocak 2016 Pazartesi

İNDİGO VE KRİSTAL NESİL



Ezoterik Tradisyonlar ve Yeni Çağcılar 1998-2012 arasında büyük bir değişim yaşanacağını söylüyorlardı. Bu değişim enerjisel olarak vuku bulmuştur ve artarak devam etmektedir. Günlük senaryolarımızda ego zihnimiz ile yaşarken algılamamız güç olan bu döngüsel ve enerjisel değişim, yavaşça ve dalgalarının şiddetini arttırarak hem sosyal hem de bireysel anlamda gerçekleşmektedir. Gezegenin manyetik alanlarının değişmesi neticesinde üzerindeki varlıkların da değişimi kaçınılmazdır. Bir çok insan, bu enerji değişiminin ilk dalgalarının beyin frekansına etkilerini hissetmekte ancak tanımlayamadığı için günlük yaşam senaryosunda oynadığı role çeşitli semptomlar yaşasa dahi devam etmektedir. Yaşadığımız çağdaki ana akım eğitim sisteminde insanın ruhsal gelişimine dair hiç bir bilgi bulunmadığı için(hatta ruhun varlığı kasıtlı olarak sadece dinsel dogmalarla sınırlandırılıp 'bilimsel' olarak kabul edilmemektedir) kişiler değişimi hissetmekte fakat kapitalist sistem tarafından özenle beslenip şişirilmiş ve her şeyi kelimelerle tanımlayan kolektif ego zihin bunu baskılamaktadır. Bu değişimi başarıyla gerçekleştirenler kolektif şuur dönüşümünü yaşamış ve başarmış olarak kadim insanlığın müjdelediği 'Altın Çağ'ın öncüleri olacaklar. Günlük yaşamımızın içinde kristal enerjiyi çocuk saflığında kullanan büyükler olduğu gibi bu dönem içinde bir başka gezegene gitmişiz etkisi uyandıran yüksek zekalı çocukların doğduğuna da tanık olacağız. Aslında şu anda da oluyoruz zaten. Bu yüksek zekalı çocuklar İndigo'ların ardından gelen 'Kristal Çocuklar'dır.
İndigo çocuklar, önceki nesillerin sosyal normlarına ve eğitim sistemine uyum sağlamakta zorlanan çocuklarıdır. Kristal çocuklar ile bazı özellikleri paylaşırlar. Peki, nedir bu özellikler? Gelin, indigo ve kristal çocukları yakından tanıyalım.
İndigo çocuk, bir dizi yeni ve olağandışı psikolojik nitelik sergileyen ve genelde daha önce belgelenmemiş bir davranış biçimi gösteren çocuktur. Bu yeni kalıpları görmezden gelmek potansiyel olarak bu değerli çocuklarda dengesizlik ve düş kırıklığı yaratmak demektir. İndigo çocukların IQ'ları ortalama olarak 130 civarındadır. Kristal çocuklarda ilk fark edilecek olan gözleridir. Bunlar iri, nüfuz edici yaşlarının ötesinde bir bilgelikle bakarlar. Onlarla göz göze geldiğinizde hipnotik bir biçimde kenetlenirsiniz. Mutlu, sevinç ve huzur verici, bağışlayıcı çocuklardır. Bu özellikleri her ortamda fark edilir.
İndigo ve Kristal Çocukların Eğitilmesinde Nelere Dikkat Edilmeli?
Şu anki eğitim sistemi pek çok yerde sol beynin baskın olduğu detaycı, gerçekçi (olaylara dayanan) ve yapılandırılmış bir çevrede yapılmaktadır. Artan sayıdaki indigo çocuklar ise bu şekilde yapılandırılmış eğitim sistemi ile başa çıkamamaktadırlar. Bu gelişmeler eğitimci ve yöneticilerin de dikkatini çekmiştir. İhtiyaç doğrultusunda artık "Çoklu Zeka Kuramları, Öğrenme Stilleri, Bireysel Farklılıklar, Duygusal Zeka, Düşünce Oyunları, Girişimcilik/İnovasyon" gibi birçok teknik artık eğitim kurumlarında kullanılmaya başlanmıştır. Tüm bu olumlu gelişmeler indigo ve kristal diye tanımladığımız zeki, duyarlı, araştıran, sorgulayan, düşünen, sanatçı ve barışçıl çocukların vizyonlarını yerine getirmelerinde ve insanlığa faydalı girişimlerde bulunmalarına imkan sağlar.
İndigo ve Kristal Çocuklar Arasındaki Farklar ve Benzerlikler
- Her iki kuşakta son derece duyarlı ve önemli yaşam amaçlarına sahiptirler. - Her ikisi de yüksek öz güvene sahiptirler.
- İndigolar daha sabırsız, kristal çocuklar daha sabırlıdır.
- Aralarındaki en önemli fark ise onların mizaçları, zihinsel ve duygusal yapılarıdır.
- İndigolar savaşçı bir mizaca sahipken, kristal çocuklar sakin yapıdadırlar.
Kristal Çocukların Belirgin Özellikleri
- Çoğunlukla 1995 ve sonraki yıllarda dünyaya gelmişlerdir.
- Yoğun, derin ve dikkatli bakan iri gözleri vardır.
- Çevresindekileri mıknatıs gibi kendilerine çeken manyetik kişilikleri vardır.
- Son derece sakin, bağışlayıcı, duyarlı, empatik ve sevecenlerdir.
- Çocuklukta geç konuşmaya başlarlar. - Doğaya ve hayvanlara bağlıdırlar, kayalar ve doğal taşlara ilgi duyarlar.
- Sanatçı ve yaratıcıdırlar.
- Vejetaryen yemeklerini ve meyve sularını tercih ederler.
Kristal Çocuklar'ı nasıl tanıyacağız?
İlk bakacağımız yer onların gözleridir, iri, etkili, anlamlı ve bilge gözlere sahiptirler. Mutluluk ve sevinç verirler, bağışlayıcıdırlar. Kristal Çocuklar büyükleri olan İndigo Çocuklar'la, benzer özellikleri paylaşırlar. İndigoların ruhları savaşçıdır, amaçları eski düşünceleri yani önceki eğitim, yönetim ve yasal sistemleri yok etmektir. Başlıca düşmanları psikiyatrik tedavilerdir, onlara ilaç tedavileri uygulandığında duyarlılıklarını, ruhsal yeteneklerini ve enerjilerini yitirirler. Kısacası İndigolar'la gerçekten DES (Dikkat Eksikliği veya Dikkat Eksikliği Hiperaktiflik Sendromu" tanısı konulan çocukların ayırdedilmesi gerekmektedir. Ama Kristal Çocuklar farklıdırlar, çok mutlu, bağışlayıcı ve sakindirler. İndigoların savaşarak açacakları ve temizleyecekleri yoldan geçerek daha güvenli bir dünyaya gitmektedirler. İndigo ve Kristal tanımları, aura renklerinden ve enerji kalıplarından kaynaklanmaktadır. İndigo Çocuklar'da indigo mavisi vardır, bu renk iki kaşın arasında yer alan üçüncü göz şakrasının rengidir. Bu şakra ile durugörü güçleri vardır. Ama Kristal Çocuklar'da kuvartz kristalinin prizma etkisi vardır, auraları pastel tonlarda çok renkli ve harelidir. Kristallere ilgileri büyüktür zaten tanımlarının nedeni budur.
İndigo çocuktan farkı nedir?
Kristal Çocuklar, insan evrimindeki yeni basamağı temsil ederler. İndigo Çocukları izlerler. Misyonları, İndigolar tarafından başlatılmış olan işi bitirmektir. İndigo Çocuklar "Sistem Yıkıcılardır", eski ve sınırlı düşünme yollarını sökmeye ve ortadan kaldırmaya gelmişlerdir. Kristal Çocuklar ise yenilenme ve yeniden yapılanma sürecini başlatmışlardır. İndigo çocuklarda, enerji, yıkım için hızlı bir şekilde, Kristallerde ise daha yavaş bir enerji akar. Maddi dünyada kendi gerçekliğinizi dış hareketlerle kontrol etmek için acele etmeye ihtiyaç olmadığını anlamak. Bu yüzden Kristal Çocuklar bizi neredeyse daha yavaş olmaya ve onların da yaptığı gibi enerjinin akmasına, keşfetmeye, yaratmaya ve deneyimlemeye yeterli zaman olduğunu anlamak için zorlayacaklar.
Kristal Çocuklar'ın özellikleri
1995'den sonra doğmuşlardır. Uzun, yoğun ve dikkatli bakan gözleri vardır. Kişilikleri manyetiktir. Çok sevecendirler. Müzikten etkilenirler ve şarkı söylerler. Özgün bir işaret dili kullanırlar. Telepattırlar, düşündüğünüzü hissederler. Şefkatli, duyarlı ve empatiktirler. Konuşmaya başlayınca geçmiş yaşam anılarını anlatırlar. Sanatçı ve yaratıcıdırlar. Sebze ve meyveleri tercih ederler. Denge duyguları mükemmeldir. Geç konuşurlar. Çağımızda İndigoların yani önceki kuşağın etkisi nedeniyle, sezgilerimizin ve düşüncelerimizin daha çok farkında olacağız. Bunun kanıtları ortadadır, günümüzde özellikle paranormal konulara olan ilginin gittikçe artma nedeni budur, tv, kitaplar, sinema gibi... İşte İndigoları izleyen Kristaller'in daha çok ruhsal yetilere sahip olmaları bu yüzdendir. Geç konuşurlar çünkü zihinsel iletişim güçleri vardır.
Çevre etkileri
Kristal Çocuklar'a bebekken dikkat etmelisiniz. İnsanları hep öpmek istiyorlar, herkese karşı sevecen ve şefkatliler. Yüz ifadeleri, sözleri ve davranışları hep olumlu, çevrelerine mutluluk, neşe ve moral veriyorlar. Yaşlı insanlara manyetik olarak yöneliyorlar sanki bilgeliği ve dinginliği hissediyorlar. Dünyamızın şu anda en çok muhtaç olduğu şeyi yapıyorlar yani bağışlayıcılar. İndigo ağabey ve ablaları davaları için savaşırken onlar Gandi gibiler, bir tartışma ortamında arkalarını dönüp gidiyorlar ve affedici bir tavır sergiliyorlar. Hatta içlerinde neden tartışmaya gerek duyulduğunu soranlar bile çıkıyor. Üç yaşında bir Kristal Çocuk, kendisine vurmak isteyen arkadaşına sert ve otoriter bir sesle; "Hayır, dur ve bana vurma çünkü ben senin arkadaşınım." diyebiliyor.
Hayvanlara yardım etmek isteyenler
Genellikle büyük bebeklerdir ve sıklıkla vücutlarına oranla çok büyük kafaları vardır. Geniş, içe işleyen gözleri vardır ve uzun süre insanlara bakarlar. Duygusal olarak, genellikle çok sakin, iyi bebeklerdir ve annelerine çok sağlam bir şekilde bağlanacaklardır. Bu sağlam bağ, onlar 4-5 yaşına gelene kadar sürebilir ve "bağımlılık" davranışı olarak yorumlanabilir. Ayrıca onlar çok sevecen çocuklardır, sıklıkla sıkıntıda olan insan ve hayvanlara yardım etmek ve onları iyileştirmek isteyeceklerdir. Gıdaya karşı da çok hassas olabilir, gıda alerjisi geliştirebilirler.

Onlar otistik mi?
Otizm tanısı koyulabilir, çünkü aile bireyleriyle telepati yetenekleriyle anlaşıyorlardı. Bazen 4-5 yaşına kadar konuşmazlar. Ev dışında sosyalleşmeye başladıklarında telepatik olmayanların varlığını öğrenip niçin konuşmak gerektiğini anlamaya başlarlar. Zihinleri yoluyla vücutlarındaki fiziksel değişikliklere etki yaparak kendi kendilerini tedavi edebilirler. Son derece sanatçı ve yaratıcıdırlar. Vejetaryen yemeklerini ve meyve sularını "normal yiyeceklere" tercih ederler. Şaşırtıcı bir denge duygusuna sahip, korkusuz araştırıcılar ve tırmanıcılardır.
Bu çocuklara otistik tanımı konulması hatadır, otistikler genelde insanlardan kopuk kendi dünyalarında yaşarlar ve ilgi duymadıkları insanlarla konuşmazlar. Oysa Kristal Çocuklar tüm insanlık tarihindeki en sokulgan, ilgili, konuşkan çocuklardırlar. Görülmedik bir sevimlilik, sevecenlik ve duyarlılık gösterirler. Onlar otistik değil, awetistik yani saygı ve sevgi uyandırıcıdırlar. Bu nedenle bizler bu çocukları hasta diye utandırır ve ilaçlarla utandırırsak, ilahi bir armağanı hem reddetmiş olur, hem de geleceğin üstün uygarlığını yıkmış oluruz. İşte İndigolar'ın düzene karşı açtıkları savaş bu nedenledir, önemli bir amaçları da Kristaller'i korumaktır. Ve bilin ki. Kristal Çocuklar anne babalarını özel olarak seçmektedirler. Kristal Çocuklar'a hamile olan anneler, çoğu zaman çok özel olaylardan söz etmekteler. Bu anneler özel rüyalar görmekteler, hatta bazı annelerin önceden varolan hastalıkları iyileşmektedir.
Odaklanma veya konsantrasyon yeteneği
Kristal Çocuklar bazen ebeveynlerini duymaz görünürler, bu olay daha çok doğada bulundukları anlarda görülür. Aslında otistik tavır zannedilen bu olay gerçekte farklıdır, onlar o anlarda dünyadan geçici olarak koparlar. Örneğin tv seyrederken, açık havadayken, hayvanlarla oynarlarken bunu sık sık yaparlar ve anne babalarını duymazdan gelirler, uzun uzun çiçeklere, yapraklara, hayvanlara bakarlar. Ayrıca teknolojide onlar için önemlidir, ne olursa olsun teknolojik herşeye kendilerini kaptırırlar. Kristal Çocuklar'ın bu yetenekleri gelecekte lider olduklarında yararlı olacak olan odaklanma veya konsantrasyon yeteneğidir.
Pozitif düşünmelisiniz
Bu çocuklar, büyürken insanları değerlendirdiklerinde kendi sezgilerine öncelik verirler. Bir radar gibidirler. Onlardan düşünce ve niyetlerinizi pek gizleyemezsiniz. On yaşlarında bir Kristal Çocuk, bilmez görünse bile gerçeğin farkındadır. Ne yazık ki bazen bu duyarlılık aşırı ve zarar verici olabilir. Bu nedenle, onların yanında olabildiğince pozitif düşünmek ve gerilimli ortamlar yaratmamak gerekir. Hatta bazı Kristal Çocukları çok insanla karşılaştırmamak bile gerekebilir. Aynı şey yaşadıkları çevre için de gereklidir, onların yanında çok sert, şiddet dolu filmler izlemek zararlı olabilir.
Başkalarının duygularını, kendi duyguları gibi hissediyorlar
Bir diğer ilginç yetenekleri gezegenin ortak enerjisini algılayabilmeleridir. Büyük kitlesel korkuları, dünyayı etkileyen olayları hissederler, moralleri bozulur, heyecanlanabilir hatta hastalanabilirler. Onbir Eylül'deki İkiz Kuleler saldırısında, felaketi yaşanırken hisseden ve ardından ciddi bir şekilde hastalanan çocuklar kayıtlara geçmiştir. Unutmayın ki Kristal Çocuklar, bizler ve İndigolar gibi değiller, onlar başkalarının duygularını, kendi duyguları gibi hissediyorlar. Hiç bir görünür neden olmadan huzursuzlanan ve hasta olmaya başlayan bir Kristal Çocuğu sakinleştirmelisiniz, onunla konuşun, sıcak ve koruyucu etkiler verin ve muhakkak yakınında, çevresinde hatta oyuncaklarının içersinde bir doğal kristal parçasını bulundurun, onunla oynamasını sağlayın. Ama dikkat edin, küçük taşları yutabilirler, taşın kenarları yuvarlatılmış olmalı, keskin olmamalıdır. Ve onlara bu taşları fırlatmamalarını da öğretmelisiniz.
Yüksek duyarlılık
Bu duyarlılık sadece ruhsal değildir, Kristal Çocuklar fizik olarak da farklı ve duyarlıdırlar. Örneğin yüksek seslerden, gürültüden, kalabalık içinde bulunmaktan, çok sıcak veya soğuk ortamlardan, dağınıklık ve düzensizlikten hoşlanmazlar ya da bunların bazılarından hoşlanmazlar. Onlara büyük alışveriş merkezlerinde dikkat edin, bir Kristal Çocuk böyle ortamlarda aşırı heyecanlanır, bu nedenle korunmalı, belli bir süre aşılmamalıdır. Ayrıca Kristal Çocuklar yapay ve kimyasal maddelere çok duyarlıdırlar, doğal sabunlar, gereğince bitkisel ilaçlar kullanılmalıdır. İlginç bir olay da, Kristal Çocuklar'ın kolay yaralanmamaları ve korkmamalarıdır. İstisnalar dışında sanki korunmaktadırlar çok ciddi kaza veya saldırılardan birkaç sıyrıkla kurtulan çok sayıda Kristal Çocuk kayıtlara geçmiştir. Ama bunlar sizin tedbirsiz davranmanız demek değildir.
Ekolojik çocuklar
Kristal Çocuklar bizlere göre bedenleriyle daha çok ilgilidirler, buna dikkat ederler. Bu nedenle temiz hava, temiz su, tropikal bir atmosfer, bol ve taze meyve ve de sebze onlar için önemli ve çok yararlıdır. Anne ve babaların buna önem ve öncelik vermeleri gerekmektedir. Sanki geleceğin temiz dünyasını yaşamaktadırlar.
Duygusal şifacılar
Bu çocukları tanımak için onların sevgi anlayışlarını ve tavırlarına dikkat etmeliyiz. Öylesine sevgi doludurlar ki, varlıkları bile şifa vericidir. Çok küçük Kristal Çocuklar bile, elleriyle, gözleriyle, davranışlarıyla içgüdüsel şifa dağıtırlar. Ebeveynlerinin hasta olmalarından hiç hoşlanmazlar ve onların bir an evvel iyileşmelerini isterler. Kristal Çocuklar, duygusal şifacı, teselli edici, şefkat ve hatta öğüt verici olabilirler. Doğal iyimser oldukları için çevresindekilere karanlığın içindeki ışığı gösterebilir ya da hissettirebilirler. Onlar bize sevgiyi alıp, kabul etmeyi öğretiyorlar. Bizim işimiz, onları ruhen beslemek, hissetmeyi öğretmek ve güveni öğretmektir. Ergenlik çağına geldiklerinde doğal sevecenliklerinin olduğu gibi kalmasına önem vermeli ve rehberlik etmeliyiz.
Parapşisik yetenekler
Kristal Çocuklar'ın sık sık mistik konulardan söz ettiklerini duyabilirsiniz. Tanrı'dan, meleklerden, dualardan söz edebilirler. Sanki her birisi küçük birer filozoftur. Bazı Kristal'lerde pşisik yetenekler görülmüştür, örneğin psikokinezi yapabilirler yani bazı küçük eşyaları düşünceleriyle hareket ettirebilirler. Anne veya babalarına onların ilk anne ve babaları olmadıklarını söyleyen Kristal Çocuklar vardır. Elektronik araçları etkileyen Kristal Çocuklar da kayıtlara geçmiştir. Ama endişelenmeyin, her Kristal Çocuk böyle değildir, böyle özellikleri olmasa da bir Kristal Çocuk olabilirler. Onların telepatik yeteneklerine çok dikkat edilmelidir, anne ve babalarına veya diğer yakınlarına bazen o etkileyici gözleriyle uzun uzun bakmaları şaşırtıcıdır, bunu gözardı etmemek gerekir. Eğer dikkat edilirse birçok Kristal Çocuğun annesinin isteklerini kendisine söylenmeksizin yaptıkları görülmüştür. Bu yeteneklerin sergilenmesindeki amaç, insanlığın doğal yeteneklerinin hatırlanması şeklindedir.
Farklılıklar
Kristal Çocuklar'ı eğlendirmek için karmaşık ve pahalı oyuncaklar almanız gerekmemektedir. Onları açık havaya çıkarmanız yeterlidir. Daha büyük yaşlardaki Kristal Çocuklar'ın odasında gereksiz ve karmaşık bulduğu birçok oyuncağı götrüp çöpe attığı hatta satıp evcil hayvanlara vermek için yiyecek satın aldıkları görülmüştür. Onlar küçük yaştan itibaren çevreyi koruma içgüdüsüne sahiptirler, doğa onlar için çok önemlidir. Bu özelliklerini sözleriyle olmasa bile davranışlarından anlayabilirsiniz.
Geleceğin süper sanatçıları
Onlar sadece sevimli, sevecen ve ruhsal değildirler, yanısıra da doğal sanatçıdırlar. İyi resim yaparlar veya çok küçük yaşlarda bile, daha konuşmaya başlamadan önce mırıldanırlar ve sonra da şarkı söylerler. Hatta eğitim almış kadar iyi resim yapanları vardır. Müzik yeteneği yüksek zekanın göstergesidir, daha üç yaşındayken şarkı sözlerini ezberleyen Kristal Çocuklar vardır. Yüksek yaratıcılıkları onların sağ beyine egemen olmalarını göstermektedir, bu nedenle duygularının farkındadırlar, sezgiseldirler, hareket becerileri gelişmiştir, felsefi, ruhsal ve sanatçıdırlar. Sağ beyin egemenliğinde bireyler, sözcüklerin aksine görüntü ve duygularla düşünürler. Görsel yönelimleri onlara sanatsal yetenek ve fotografik bir bellek verir, zihinlerinde gördükleri imgeleri taklit ederler. Bizlerin hatta bazı İndigolar'ın aksine pahalı ve çok güzel oyuncaklar yerine Kristal Çocuklar'ın sıradan şeylerle eğlenmeleri ilginçtir. Bir kağıt veya kalemle ya da yapraklarla saatlerce oyalanabilirler. Onlar temel şeyleri takdir eder ve kullanırlar.
Ve sorunlar
Elbetteki Kristal Çocuklar'da sorunlular, bunu anlatan anne, babalar da var. Öncelikle inatçı, kesin kararlı ve dayanıklılar. Haklarını savunmak için karşı tarafı zorlayabiliyorlar. Sertlikten hoşlanmıyorlar ama otoriter davranıyorlar. Çatışma içeren durumları veya ilişkileri reddediyorlar ve uzaklaşıyorlar. Bunlar Kristal Çocuklar'ın seçerken titiz olmalarına ya da zor beğenir olmalarına neden oluyor. Yani ayırd ediciler. Çünkü öz saygıları yüksek, bedenlerini ve ruhlarını besleyecek arkadaşları, yemekleri, filmleri, işleri ve evleri isteyecek kadar kendilerini önemsiyorlar. Örneğin yemek seçimleri güç ve özel, annelerini zorlayabiliyorlar. Çünkü bedenlerine uyumlular. Eğer anne ve babalar onların beslenme tercihlerine güvenebilirlerse, o zaman mücadeleye gerek kalmayacaktır. Kısacası onların seçimlerine güvenebiirsiniz. Sıvılardan yani içeceklerden çok hoşlanıyorlar. İçlerinde bir yaşından sonra bile anne sütü isteyenlere bile raslanıyor.
Uyku sorunları
Kristal Çocuklar yüksek bir enerjiye sahipler, uyurken birşey kaçırmak istemiyorlar. Çünkü her ne olursa olsun, uykudayken dışarda birşeyler yaşanıyor. O kadar duyarlılar ki, uyarıcı herhangi bir şey uykusuzluk yaratabiliyor. Bazıları öğlen uykusu uyurken, bazıları asla istemiyorlar, eğer bunlar gündüz uyurlarsa gece asla uyumuyorlar. Zorlamalı uykularda kabuslar görüyorlar ve çok gergin oluyorlar. Kısacası onların kendi uyku düzenlerini uygulamalarına izin verilmesi gerekiyor. Ama eğer sorun ağırlaşırsa, ikna etmek ve anlatmak gerekiyor.
Titizlik mi yoksa düzen mi?
Kristal Çocuklar'a tuvalet eğitimi vermek pek mümkün değil, yeterince örnek yok ama çoğunun bunu kendi kendilerine öğrendikleri görülüyor. Bu arada gerçekten doğa çocukları oldukları için çıplaklıktan hoşlanıyorlar. Ve sanki onlar, düzensizliğin enerji uyumsuzluğu olduğunu biliyor gibiler. Buna nevrotik mükemmeliyetçilik diyenler de var. Fakat ruhsal gelişmişlik tanımı, herşeyin kendi istediği gibi olmasını isteyen bir Kristal Çocuk'la beraber olup, bunaldığınızda size daha yararlı olacaktır. Onların titizliğini anlatan çok fazla örnek var. Aslında sürekliliği ve tutarlılığı seviyorlar, her an değişen dünyada düzen, istikrar ve önceden tahmin edilebilirlik istiyorlar ve bu özellikleri bizler için gerçekten umut verici...
Zamanı farklı görüyorlar
Kristal Çocuklar, dış değil yani bizim zaman anlayışımızı değil, kendi iç zamanlarını kullanıyorlar. İşte bu konuda anne ve babaların çok ama çok sabırlı olmaları gerekiyor. Programlardan nefret ediyorlar ve özgür olmak istiyorlar. Belki de onlar, hiç acele etmeden bakan, inceleyen ve sonra fikrini söyleyen yaşlı ruhlar gibiler. Bekliyorlar ve öğrendikten sonra kendi hız veya ritmlerine göre uyguluyorlar. Aslında haksız değiller çünkü geç kalma korkusuyla heyecanlanıp, telaşlanacakları yerde, daha sağlıklı olarak sakin davranıyorlar. Bir anlamda, zamanın gerçek olmadığını ve hatta genişletilebileceğini düşünüyorlar. Yani bizler gibi esir olmak yerine, zamana sahip olmak istiyorlar.
Kronik bağımlılıklar
Kristal Çocuklar, anne ve babalarına ve de diğer aile bireylerine çok bağlılar, ayrı kalmaktan hoşlanmıyorlar. Yetişkinlerin onları okşamalarına, teselli etmelerine bağımlılar, bu noktada başkalarının kendilerini anlamayacağı endişesindeler. Öte yandan onlardan ayrı kalınca, bir daha göremeyecekleri korkusunu da taşıyorlar. Bunun daha bilimsel bir tanımı, acıdan kaçmak şeklinde...
Öneriler
Onların sağ beyinli yani görsel olduklarını unutmayın, sözel değil, görsel yöntemlerle eğitin. Hiçbir konuda zorlamayın, açıklamalarda bulunun. Onlara bağlanın yani sık sık beraber olun ve dokunun. Hayvanları örnek gösterin; "Bak köpek seni izliyor..." gibi. Kuralcı olmayın, dürüst olun ve onlara kendileri olma özgürlüğünü verin. Siz kendinize iyi bakın, temiz, bakımlı ve etkili olun. Onları asla küçümsemeyin, arkadaş gibi ilişki kurun. Sesinizi melodik biçimde yani tonlayarak kullanın. Meraklarını giderin, öğrenin ve öğretin. Dikkatinizi verin, onları ihmal etmeyin, yalan söylemeyin. Sabırlı, tutarlı ve gerçekçi olun, onlara süreklilik sağlayın. Siz ne düşünürseniz onlar öyle olacaklardır, onları negatif tanımlamalarla tanımlamayın, onlardan da birşeyler öğrenebilirsiniz. Onların imgelerine yani canladırmalarına veya hayallerine katılın. Onlara enerji yardımı yapın. Mümkünse meditasyon ve yoga öğretin. Onları tartışmasız sevin. Onlara kendi negatif, ayrımcı, bölücü, fanatik, tutucu, geleneksel ve zarar verici düşüncelerinizi aşılamayın. Çünkü ortada olana ve gezegene yaptıklarınıza bakılınca geçmişte ve şu anda hiçbir konuda haklı ve başarılı değilsiniz...
Kristal çocuklardan önce gelen İndigo çocuklar, Kristal çocukların gelebilmeleri için yolu açmışlardır. Kristal’ler İndigo’ların çığır açışından yararlanan kuşaktır. İndigo’lar önden giderek, dürüstlükten yoksun her şeyi temizleyip yol açmaktadırlar. Sonra kristal çocuklar bu temizlenmiş yolu izleyerek daha güvenli bir dünyaya doğru ilerlemektedirler.
İndigo çocuklardan sonra, devre sonunda doğmakta olan Kristal çocukların da çok farklı özellikleri ve yüksek görevleri vardır.
Kristal çocuklarda fark edeceğiniz ilk şey onların gözleridir; bunlar iri, nüfuz edici ve yaşlarının ötesinde bir bilgelikle size bakan gözlerdir. Onlar gözlerini sizin gözlerinize hipnotik bir biçimde kenetler ve o sırada ruhunuzu tüm çıplaklığıyla görürler.
Dünyamızda hızla çoğalan bu özel ve yeni çocuklar mutlu, sevinç verici ve bağışlayıcıdırlar. Aşağı yukarı 0-7 yaş arasındadırlar. İndigo’ların tersine, Kristal çocuklar çok mutlu ve sakin yaratılışlıdırlar. Kuşkusuz onlar da öfkeyle bağırıp çağırıp tepinebilirler ama büyük ölçüde bağışlayıcıdırlar.
İndigo Çocukların En Belirgin Özellikleri
1. Onlar dünyaya bir asalet duygusuyla gelirler ve öyle davranırlar.
2. Burada olmayı hak ettiklerini hissederler ve başkalarının bu hissi paylaşmadıklarını görünce çok şaşırırlar.
3. Kendi değerlerini bilmek onlar için bir sorun değildir.
4. Mutlak otorite karşısında zorluk yaşarlar.
5. Belli şeyleri kesinlikle yapmazlar. Örneğin kuyruğa girmek gibi.
6. Ritüel, yönelimli ve yaratıcılık gerektirmeyen sistemler karşısında düş kırıklığı yaşarlar.
7. Herhangi bir sisteme uyum sağlayamazlar ve sistem yıkıcılar gibi görünürler.
8. Kendi türleriyle birlikte olmadıklarında anti-sosyal görünürler.
9. Suçluluk duygusu verilerek disipline edilemezler.
10. İhtiyaçlarını bildirmekten çekinmezler.
Kristal çocuklar, bir kuvars kristalinin prizma etkisi gibi, pastel tonlarda, güzel, çok renkli, hareli auralara sahiptirler. Bu kuşak ayrıca kristallere ve kayalara karşı büyük bir ilgi duyar. Kristal çocuklar ismi bu nedenle ortaya çıkmıştır.
1995 yılı birçok insanın kemirici bir huzursuzluk duyduğu yıldı. O yıl birçok birey, çok derin ruhsal deneyimler geçirdi. Kristal çocukların o tarihte gelmeye başlamaları tesadüf değildir. Onlar, yetişkinlerin en sonunda çocukların daha yüksek titreşimleri ve daha saf yaşam biçimleri için hazır olduklarını biliyorlardı. İlk gelen kristal çocuklar, 1995 yılının, yüksek düzeyli bebeklerin kitlesel gelişi için uygun olacağı sinyalini vermiş olanlardı. Doğan kristallerin sayısı artmayı sürdürmektedir ve her yılın yeni doğan kristal çocukları; giderek artan derinlikte, ruhsal yetenekleri gözler önüne sermektedirler ve daha da sereceklerdir.
Kristal çocukların bu yetenekleri çoğu zaman bilimsel olarak açıklanamadığından maalesef bu çocuklara Otistik tanısı konmaktadır. Oysa ki, Otizmin tanısal kriterleri çok açıktır; otistik kişi öteki insanlardan kopuk bir halde, kendi dünyasında yaşar. Otistik kişi, başkalarıyla iletişim kurmaya ilgi duymadığı için konuşmaz. Kristal çocuklar ise bunun tam tersidir; onlar geçmiş tüm kuşaklar arasında insanlara en bağlı, konuşkan, ilgili ve sokulgan olanlarıdır. Onlar ayrıca felsefidirler ve ruhsal olarak yeteneklidirler, görülmemiş bir sevecenlik ve duyarlılık düzeyi sergilerler.
Eğer biz bu çocuklara hastalıklı damgasını vurarak ve ilaçlarla uyuşturarak bize boyun eğmeye zorlarsak, semavi alem tarafından gönderilen bir armağanı zayıf düşürmüş oluruz ve daha kök salmadan bir uygarlığı yıkmış oluruz. Allah’tan bize kristal çocukları gönderen aynı semavi alem, bu çocukları savunanlara ve destekleyenlere yardım etmektedirler.
Kristal Çocukların En Belirgin Özellikleri
1. Çoğunlukla 1995’te ve o yıldan sonra doğmuşlardır.
2. Yoğun, uzun ve dikkatli bakan iri gözleri vardır.
3. Mıknatıs gibi çeken manyetik kişiliklere sahiptirler.
4. Son derece sevecendirler.
5. Çoğunlukla geç konuşmaya başlarlar.
6. Müziğe yönelimlidirler ve konuşmaya başlamadan önce, şarkı söylemeye başlayabilirler.
7. İletişim kurmak için telepatiyi ve kendi yarattıkları işaret dilini kullanırlar.
8. Onlara yanlışlıkla, otizm ya da Asperger sendromu tanısı koyulabilir.
9. Sakin, tatlı ve şefkatlidirler.
10. Başkalarını bağışlayıcıdırlar.
11. Son derece duyarlı ve empatiktirler.
12. Doğaya ve hayvanlara çok bağlılık duyarlar.
13. Şifacılık yetenekleri sergilerler.
14. Kristaller ve kayalar ile çok ilgilenirler.
15. Sık sık meleklerden, rehber ruhlardan ve geçmiş yaşam anılarından söz ederler.
16. Son derece sanatçı ve yaratıcıdırlar.
17. Vejeteryan yemeklerini ve meyve sularını, etli yiyeceklere ve yemeklere yeğlerler.
18. Şaşırtıcı bir denge duygusuna sahip, korkusuz araştırıcılar ve tırmanıcılar olabilirler.
Kristal çocuklarla ilgili her şey, daha onların döllenmelerinden itibaren olağanüstü şekilde gelişmeye başlar. Doğdukları andan itibaren gözlerinde çok güçlü ve bilen bir bakış vardır ve her zaman her durumda sakin ve güvenli davranırlar. Bu anlamlı ve yoğun gözler, Kristal çocukların yaşamda geç konuşmaya başlamalarının nedenlerinden biridir, çünkü onlar sadece gözleriyle bir çok şeyi ifade edebilirler. Gözleri, yetişkinler üzerinde sahip oldukları hipnotize edici gücün bir parçasıdır. Kristal çocuklar insanların dış görünüşlerinin ötesini görür... Onlar içsel, ruhsal ışığı görürler ve her şeyi içlerine alırken gözleri huşuyla açılır. Onların gözleri derin ruhsal anlayışlarını yansıtıyor. Bunlar meleklerin gözleri gibi sevecen, sabırlı ve şefkatli gözlerdir.
Kristallerden yayılan sevgi karşı konulmazdır. Normal olarak çocuklardan kaçınan insanlar bile kristal çocukların sıcak kişiliklerine, karşı konulmaz bir çekim hissederler.
Sadece kristal çocukların değil, onların anne ve babalarının da ruhsal olarak son derece duyarlı oldukları görülür. Çünkü bu çocukların ruhları, aşikar bir biçimde, onları ruhen besleyici bir ortamda yetiştirebilecek ana-babaları seçiyorlar. Kuşkusuz, ruhsal farkındalıktan yoksun ana-babalardan doğan çocuklar da var. Böyle durumlarda onların yakın aile çevrelerinden, büyükanne, dede, teyze, amca gibi, bu çocukların ruhsal bilgilerini ve yeteneklerini koruyup geliştirmelerine yardımcı olan son derece gelişkin insanların yardımlarıyla büyürler.
Kristal çocuklar doğuştan psişiktirler: Bebekken, melekleri ve hami varlıkları net bir biçimde görebilirler, insanların zihinlerini derin bir biçimde okuyabilirler ve bizlerin vizyonlarını görerek, bize güvenip güvenmeme konusunda kararlarını verirler.
Telepati, kristal çocukların dünyayı yalandan, aldatmacadan kurtarmalarını sağlayacak bir yetenekleridir. Bu çocuklar büyüdüklerinde bir politikacının ya da satıcının onları aldatıp aldatmadığını kesin olarak bileceklerdir ve bu dünyanın insanlarını dürüstçe yaşamaya zorlayacaklar.
Bazen kristal çocuklar transa girer ve bu sırada anna babalarını duymaz görünürler. Bu hal onlarda özellikle dışarıda, doğada olduklarında meydana gelir. Bu transa girme halinden dolayı da bu çocuklara otizm tanısı koyulabilmektedir. Bu yanlış bir tanıdır, çünkü bu anlarda, bu çocuklar dünyadan, sürekli değil, sadece geçici olarak kısa bir süre için kopmaktadırlar.
Kristal çocuklar gezegenin ortak enerjisinden çok fazla etkilenirler. İnsan kitleleri korktuklarında ya da dünyayı değiştirecek bir olay meydana gelirken, onların moralleri bozulabilir ya da aşırı heyecanlanabilirler. Çünkü onlar başkalarının duygularını, kendi duygularıymış gibi hissediyorlar, onların burada bulunuş nedenlerinden biri de huzur ve barış koruyucuları olmalarıdır. Birisi huzur içinde olmadığında, bunu hissederler.
Kristal çocuklar sadece duygusal olarak değil, aynı zamanda fiziksel olarak da duyarlıdırlar. Yüksek sesli gürültüye, kalabalığa, ısı derecesine, dağınıklığa ve düzensizliğe, karışık ortamlara, yapay ve kimyasal maddelere karşı son derece duyarlıdırlar.
Kristal çocuklar doğuştan şifacıdırlar. Kalplerinde o kadar çok sevgi taşırlar ki, sadece mevcudiyetleri bile şifa verici bir etki yapar. Çok küçük kristal çocuklar bile enerjiyi derin şifalar verecek şekilde elleriyle, düşünceleriyle hatta kristallerle yönlendirmeyi içgüdüsel olarak bilirler.
Kristal çocuklar şifacılık yeteneklerine olağanüstü bir iman besliyor ve hiç kuşkusuz, onların çok etkili şifacılar olmalarının bir nedeni de budur. Bu çocuklar sadece fiziksel bedenleri değil, insanların kalplerini de şifalandırıyorlar ve insanlara şunları sağlıyorlar: Duygusal şifa, teselli, şefkat ve öğüt vermek. İşte bu sevgileri sunmak kristal çocukların ortak misyonudur. Onlar bize sevgiyi alıp, kabul etmeyi öğretiyorlar.
Kayaların, çiçeklerin arasında ve su kenarında oynamayı tercih ederler. Hayvanlar üzerinde hipnotik bir etki yaparlar. Hayvanlar bu çocukların masumiyetini hisseder, bu yüzden birbirleriyle sevgi-dalga boyunda iletişim kurup birbirlerini anlarlar. Hayvanlarla dost olmaya ek olarak, doğaya yönelik çok derin empatileri vardır. Hayvanların, böceklerin ve bitkilerin duygularını ve duyumlarını hissederler ve onlarla iletişim kurarlar. Bu çocuklar, ileride bize doğanın gizemini ve her şeyin canlı olduğunu öğretecek ve onları fark etmemizi sağlayacaklardır.
Bizler; bu olağanüstü ve özel çocukların yetişkin koruyucuları olarak onlara dünyasal yaşamı öğretmeliyiz. Bu onların, psişik olarak açık kalmalarına yardım eder, onlara düşük enerjileri temizlemeyi öğretmeli ve onları bilgiyle güçlendirmeyi amaç edinmeliyiz. Bizler bu çocuklara, bu güzel çiçek tomurcuklarına iyi bakıp, onların açılıp, serpilmelerine yardımcı olmalıyız. Çünkü onlar bu dünyada çok özel nedenlerle bulunuyorlar.
Kristal Titreşimi Taşıyan Büyükler
Kristal Çocuklar konusunda yalnız onlardan söz etmek yeterli değildir. Bizler de bundan sonraki yıllarda Kristal Titreşimi taşıyan yetişkinler olarak yeni bir bakış açısı ile yaşama şansını elde ederken sessizce doğan Kristal Doğuşlara da tanık olmaya devam edeceğiz. Kristal Çocuklardan söz ederken, bu yetenekleri taşıyan Kristal Büyükleri unutmamalıyız. Kristal büyükler de bundan böyle saklandıkları yerden çıkacaklar ve öykülerini dünya ile paylaşmak isteyecekler. Ayrıca, son zamanlarda içinden geçmiş olduğunuz enerjideki değişimler nedeni ile, çoğumuz alışkın olmadığımız bu niteliklerden bazılarını geliştirmeye başladık bile. Bireysel Gelişime önem verenler her birimizin içindeki Kristal Çocuğun Uyanışını rahatlıkla gözlemliyorlar. Dün yaptıklarını bugün yapmadıklarını izleyip, şaşkınlıkla; “bu yanım değişmez sanırdım, ne de kolay değişmişim” demekteler. Bu yetişkinler ve çocuklar gelmeye devam ederken ve güçlerini kullanırken,bu tüm insanlıkta bu yetenekleri uyandıracaklar. Bu, kolektif ve mucizevi bir uyanış halidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder