
Hayatın yok yere akıp gittiğini ve zamanın
durdurulamadığını düşünmeye başladıysan eğer 30’unu geçmissindir ve sana
şimdiden geçmiş olsun, aramıza hoş geldin.
eğer para kazanmak için çalışmak zorunda olmayan
şanslı insanlardan değilsen ve haftanın minimum beş günü kendine toplam 30 saat
ayırmana rağmen iki gün izin yapacağım diye seviniyorsan seni kutlarım… şimdi
hem 30’unu geçtin, hem de kapitalizmin ağlarına takıldın ama farkında değilsin.
bir yandan hayatın hızla akıp geçmesine rağmen diğer
yandan mesai bitse de çıksam şuradan diye düşünmek bana göre paradokstur ve
küçük kara deliklerin oluşmasına bile yol açabilir evrende… sen zamanını dört
duvar içinde bir tutsak gibi geçiriyorsun ama zamanın akması da işine geliyor
çünkü çalışmak istemiyorsun… bu ne yaman bir çelişkidir söyle bana sevgili
modern köle?
30’u geçmek kötü değildir ama zamanı kontrol edememek
çok B*ktandır işte… hem de o zaman senin aleyhine geçiyorsa vay haline.
Aile her şeydir. herkes dötünü dönüp giderken, sana
sımsıkı sarılan ailen oluyor. kaç yaşına gelirsen gel, sen onların biricik
çocuğusun. kıymetini bilmezsen allah belanı versin.
iş güç için ne yatırım yaptıysan yaptın, gerekli
yerlerde amcan, dayın ya da arkanda tanıdıkları olan bir baban yoksa
karşılığını alamıyorsun, alamayacaksan.
para para diye dötünü yırtma. sağlık olmadıktan sonra
ne yapacaksın parayı? para kazanacağım, kariyer yapacağım diye kendini
yıprattığın günlerin acısı, vücudunda biriken stres yüzünden senden gani gani
çıkıyor.
paran ya da statün için yanında olan insanların amk
onları ayırt etmeyi öğreneceksin, boşuna canını sıkma. allah herkese gönlüne
göre veriyor.
ne bok yersen ye, sorumluluk almayı bileceksin.
sorumluluğunu alamayacaksan o topa girmeyeceksin.
her şey bir kenara, kul hakkı yeme. vicdanın temiz
değilse insan değilsin.
eşini iyi seçmen lazım. seni rezil de eden, vezir de
eden o oluyor ve sevgi her şeye yetmiyor. evde huzurun yoksa, eninde sonunda
kendi bokuyla kavga eden birine dönüşüyorsun.
ilişkilerinde huzuru ara. huzur varsa her şey olur,
huzur yoksa, aşk, tutku, seks vs hikaye. tutmaz o maya ki huzursuz bir ilişkiye
kaptırdıysan neyi yediğini söylemek istemiyorum şimdi.
gidenlerin, gönderdiklerinin ardından kaybettiğin
vakti kendine harcasan, daha donanımlı bir insan olurdun. kimseye, hiç kimseye
değmez. bir insanı özel yapan sensin, senin sevgin.
bu hayatta çok o. çocuğu var, evet ama iyi insanlar da
hala var.
hiç kimseye bir bok kanıtlamak zorunda değilsin. çok
mutlu görünmek, çok zengin olmak, ev araba almak, dünyayı görmek… lan sen ne
istiyorsun ona karar ver. elalemi *mk, ben ne istiyorum demeyi öğrenmen gerek.
hayır demeyi bileceksin. öğrenemediğin sürece tepene
binen şerefsizlerle debelenmek zorunda kalırsın.
ne kadar yukarı çıkarsan o kadar düşman ediniyorsun.
kafayı “ben buna ne yaptım da bana böyle yaptı” diye yoracağına, önüne bak.
insanlar seni sevmek zorunda değil, sen de onları
sevmek zorunda değilsin. nokta.
iyi niyet ile aptallığı ayıran çok ince bir çizgi.
sevdiklerine, kendin için ne istiyorsan onu ver; öyle
davran. seni hak edenleri el üstünde tut.
hayat çok hızlı geçiyor, yakalamayı öğren. en önemli
şey zamanlama. dostlarınla bir kadeh içmeye, ailenle sohbet etmeye, kendini
şımartmaya vaktin olsun mutlaka.
üşenme! “üşeniyorum, öyleyse yarın” deme. yarın yok
ki!
sev, sev, daha çok sev. ilk önce kendini sev ve nasıl
sevilmek istiyorsan, öyle sev. sevdiğin için elinden geleni yapınca da, “olursa
ekime, olmazsa **kime” de yeter.
kaynak : http://www.yesilperim.org/30-yasindan-sonra-anlasilan-gercekler/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder